Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih , İnanç ve Uygulama

Hristiyanlık

Mahmut Aydın

En Eski Hristiyanlık Gönderileri

En Eski Hristiyanlık kitaplarını, en eski Hristiyanlık sözleri ve alıntılarını, en eski Hristiyanlık yazarlarını, en eski Hristiyanlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ramsey MacMullen'in ifadesiyle Konstantin öncesi dönemde Paganlardan hoşgörü ve merhamet bekleyen Hristiyanlar, Hristiyanlığın Roma'nın resmi dini olmasından sonra kendilerinden merhamet dilenilen konuma geçmişlerdir.
Eski Ahit/ Yaratıcı Olarak Tanrı
Tanrı'ya göre dünya kötü bir yer değildir. Bundan dolayı maddi kainat dualizme yer veren geleneklerde olduğu gibi hor görülmemelidir. Bu yüzden dünyaya yönelik kasvetli bir tutum içinde olunmamalı ve gnostik gelenekte olduğu gibi dünya, ruhu kontrol altında tutan bir zindan olarak da düşünülmemelidir.
Reklam
Günah
İnsanlar, merak ve arzularının sonucu özgür bir şekilde Tnarı'nın idaresi karşısında kendi iradelerini tercih ederler ve böylece yaratılışı bozarak günahın ortaya çıkmasına yol açarlar.
Günah
Kitab-ı Mukaddes'e göre insanoğlu, Tanrı'nın yasağını çiğneyerek tabi tutulduğu bu sınavda başarısız olmuştur. Kitab-ı Mukaddes anlatısına göre ilk insan ve eşi, Şeytan tarafından ayartılarak dolduruşa gelir ve kendilerine Tanrı tarafından yasak kılınan eylemi yaparak ilk günahı işler.
Günah ve Tövbe
Günahın insanı Tanrı'nın yolundan uzaklaştırması karşısında tövbe ve hidayet insanı tekrar Tanrı'nın yoluna geri getiren uygulamadır. Kısaca günah nasıl insanı Tanrı'dan uzaklaştırıyorsa yapılan günahtan pişmanlık duyularak Tanrı'dan af dilemek de insanoğlunu tekrar Tanrı'ya yakınlaştırır.
Sünnet
Kitab-ı Mukaddes'teki Tanrı ve İbrahim Peygamber arasında gerçekleştiği ifade edilen ahit öykülerine baktığımızda söz konusu ahdin karşılıklı yükümlülük gerketiren bir anlaşma olduğunu görürüz: Buna göre Tanrı, İbrahim Peygamber'i büyük bir ulusun atası yapacak, kutsayacak ve koruyup kolayacak. Bunun karşılığında İbrahim Peygamber ve soy da Tanrı'ya itaat edecek, O'nu onurlandıracak ve bu ahdin sembolü olarak da soyunun erkek çocukları Tanrı'ya ait olduklarının nişanı olarak sünnet olacak.
Reklam
Yahudilerin Sürgün Yorumu
Bu çerçevede Yahudiler sahip oldukları Tanrı ve ahit tecrübesinden dolayı başlarına gelen sürgün ve benzeri felaketleri Tanrı'nın kendilerini terk etmesi olarak değil, bir uyarısı olarak görmüştür.
İsa Peygamber/ Apokaliptik Gelecek
İsa Mesih, kendisini Tanrısal Krallık'ın kurulmasından önce gelen son derece Tanrı-Bilinçli, Kutsal Ruh ile bütünleşmiş ve insanlara şifa dağıtan bir peygamber/elçi olarak gören bir kimseydi. Bir başka görüşe göre o, özel olarak Tanrı'nın Ruhu tarafından tayin edilen, O'nun nihai idaresinin müjdeli haberlerini insanlara bildiren ve bunları uygulamaya koymaya çalışan eskatolojik bir peygamberden başka bir şey değildi. Bu neden İsa, kendisini gelmesi an meselesi olan Tanrısal Krallık inancı ile çepçevre kuşatılmış bir apokaliptist olarak görüyordu. O, bu apokaliptik gelecek beklentisi içinde yaşadı ve öldü. Onun yaşamında çektiği ve çarmıhta katlanmak zorunda kaldığı ıstırap ve acıların bu apokaliptik beklentinin gerçekleşmesine yardımcı olacağı düşüncesinde olduğu daha sonra Hristiyanlar tarafından iddia edilmiştir. Apokaliptik gelecek beklentisinde dindar ve doğru insanların acı ve ıstırap çekmesi son derece gereli bir safha olarak görülmektedir. Tıpkı şiddetli sancılardan sonra bir çocuğun dünyaya gelmesi gibi, bu dünya hayatının son bulup ebedi olan Tanrısal Krallık'ın gelmesi için de dindar ve salihli kişilerin acı ve ıstırap çekmesi gerekmektedir.
İSA MESİH'İN ÖĞRETİSİ
İsa Mesih Yahudilere gönderilmiş bir peygamberdir. Nitekim o Matta İncili'nde kendisinin sadece Yahudilere gönderilmiş bir elçi olduğunu ifade ederek havarilerden, Yahudiler dışındaki diğer milletlere tebliğdee bulunmamalarını istediğinin altını çizmiştir: ''Ben İsrail evinin kaybolmuş koyunlarından başkasına gönderilmedim... diğer uluslara ait yerlere gitmeyin. Samiriyelilere ait kentlerin hiçbirine uğramayın. Bunun yerine sadece İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gidin.''
İsa Bir Toplum Peygamberiydi:
İsa'nın mevcut sosyal düzene ve bu düzenin sahiplerine yönelik eleştirilerinden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: ''Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının.''
Reklam
Dini Bir Otorite Olarak Gelenek/ Hep Aynı Terane!
Bu iki kilise geleneğine göre Kitab-ı Mukaddes'te yer alan öğreti ve öyküler belirli bir bağlama sahip olduğundan onların, içinde bulunulan zamana ve şartlara uyarlanmadan anlaşılması mümkün değildir. Bu işi de sıradan Hristiyanların yapması söz konusu olamayacağından bunu yapacak özel bir sınıfa yani ruhban sınıfına ihtiyaç vardır.
Sayfa 166Kitabı okudu
teslis
Hristiyan inancına göre Teslisi oluşturan üç tanrısal şahsın her biri farklı bir fonksiyon icra etmektedir. Buna göre Baba Tanrı, kainatı yaratmıştır; Tanrı'nın inkarnasyonu olan oğul Tanrı yani İsa, günahın gücünden/esaretinden insanlığı kurtarmak için kendini çarmıhta feda etmiştir; Kutsal Ruh ise ilahi sevgiyi insanın kalbine ve gönlüne veren/ilham eden güçtür.
Sayfa 320Kitabı okudu
teslis
Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh ile ilgili ifade ettiğimiz bu görüşleri bir bütün olarak aldığımızda Hristiyan geleneğindeki tanrı anlayışının Teslis'in aşkın Yaratıcı, özgürleştirici Kurtarıcı ve her şeyde mevcut olan ve onları ilahi yaşamla birleştiren Ruh'tan müteşekkil olduğunu söyleyebiliriz. Bunu üç farklı varlık olmadığı gibi üç bireysel ve farklı fail de değildir.
Sayfa 322Kitabı okudu
İğrençç....
"Yeni Hristiyan bireylerin dine giriş törenleriyle ilgili anlatılan öyküler korkunçtur. Bu öykülerden birine göre törenin kendisi için yapıldığı gafil kişiyi yanıltmak için bir bebek tamamen unla kaplanır ve mevcut Hristiyan üyeler tarafından din yeni girecek kişinin önüne konur. Yeni üyenin önüne konan nesneyi yumruklaması ondan talep edilir. Unla kaplı olduğu için önüne konan nesnenin bebek olduğu anlaşılmaz. Aday bilmeden bebeği yumruklar ve bebek de aldığı darbelerle ölür. Bu arada bebeğin kanı una karışır. Onların susamış tutaklarıyla içtikleri bebeğin kanı, şevkle yedikleri ise bebeğin kol ve bacaklarıdır. Bebek artık onların ahitlerini mühürledikleri kurbandır... İşte bu onların ritüelidir."
Sayfa 126Kitabı okudu
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.