Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Düşüncesinin İlkeleri / 2 Cilt Takım

Hüccetullahi'l- Baliğa

Şah Veliyullah Dihlevi

En Yeni Hüccetullahi'l- Baliğa Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hüccetullahi'l- Baliğa sözleri ve alıntılarını, en yeni Hüccetullahi'l- Baliğa kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resûlullah s.a. Şöyle buyurmuştur:" Dikkat!... Bedende bir et parçası vardır ki, bu düzelirse bütün beden düzelir; o, bozulursa, bütün beden bozulur. Dikkat!... O kalptir." ... Yüce amaçlara ulaşmak için, korkulu ve sıkıntılı yolculuklarla mümkündür. İlimlere hâkim olmak, akılların zora koşulması ve derin tefekkürlerin yapılması ile mümkün olur. Şah Veliyullah Dihlevî Hüccetullâhi'l-Baliğa
Hadis, yakînî ilimlerin esasıdır. Bütün yakînî ilimlerin esası ve başı, dînî bilgilerin dayanağı ve temeli hadis ilmidir. Hadis, peygamberlerin en üstünü olan Efendimizden - - - - ona ve bütün âl ve ashabına salât ve selâm olsun! - - - - sâdır olan söz, fiil ve takrirlerdir. Bunlar karanlıkları aydınlatan ışıklar, hidayete götüren yolun işaretleridir; her tarafı aydınlatan dolunay mesabesindedir. Kim onlara boyun eğer ve itaat şuuruna varırsa, doğruyu bulur, hidayete kavuşur ve muradına erer. Kim de yüz çevirir ve sırt dönerse, azar ve aşağılaşır; eline göre yasaklanmış, emretmiş;korkutmuş; müjdelemiş; temsiller getirmiş, öğüt vermiş, hatırlatmıştır. Bu haliyle sünnet, en az Kur'ân kadar önemlidir. Bu ilmin tabakaları vardır. Bu ilimle uğraşanların da kendi aralarında dereceleri bulunmaktadır. Kezâ bu ilmin bir kabuğu, içinde ise özü; bir sedefi, ortasında ise incisi vardır. Şah Veliyullah Dihlevî Hüccetullâhi'l-Baliğa 1
Reklam
Hikmet-i Teşrî ilmi, şer'î hükümlerin hikmetlerinden, onların gerekçelerinden, amellere has özelliklerinden ve içerdikleri sırlardan bahseder. Bu ilim sayesinde insan, şeriatın ruhunu kavrar ve onun ne getirmiş olduğununun şuuruna varır. Böyle biri özü kavrar.. Rabbinden gelen bir burhan üzere bulunur, işin bilincinde olur. Şah Veliyullah Dihlevî Hüccetullâhi'l-Baliğa 1
Ameller niyete göredir. Ameller niyete, insanın içinde meydana gelen psikolojik hallere göre değer görür. Nitekim Resûlullah s.a : "Ameller niyetlere göredir." buyurmuştur. Allah Teâlâ da. "Onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır." Hacc22/37 buyurmaktadır. Namaz, Allah'ı anmak için emredilmiştir. Namaz Allah'ı zikretmek, O'na niyazda bulunmak için meşrû kılınmıştır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır. " Beni anmak için namaz kıl! " Tâhâ20/14 Kezâ namazın, âhiret gününde Allah Teâlâ'nın görülmesine hazırlık olması amaçlanmıştır. Bu konuda Resûlullah s.a şöyle buyurmuştur. "Görmek için birbirinizle itişip kakışmadan şu dolunayı gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksiniz. Bu itibarla eğer güneşin doğasından önce bir namazdan ve batmasından önce bir namazdan geri kalmamaya gücünüz yetiyorsa, bunu yapın. Hüccetullâhi'l-Baliğa Şah Veliyullah Dihlevî
Zekât, belirli bir amacı gerçekleştirmek için meşrû kılınmıştır. Oruç, nefsi hâkimiyet altına alabilmek için farz kılınmıştır. Hac, Allah'ın âyetlerini yüceltmek içindir. Kısas, caydırıcı olmak için konulmuştur. Cihad, Allah'ın dinini yüceltmek için meşrû kılınmıştır. Muamelât ile ilgili hükümler adaletin ikamesi için konulmuştur. Hüccetullâhi'l-Baliğa Şah Veliyullah Dihlevî
Resûlullah s.a bazı ibadetlerin sırlarından bahsetmiştir. Öğleden önce kılınan 4 rekat namaz hakkında "O vakit, gök kapılarının açıldığı bir saattir; o saatte bana ait bir Salih bir amelin oraya yükselmiş olması hoşuma gider." Tirmizi, vitr, 16 buyurmuştur. Aşure günü orucu hakkında ise ondan gelen rivâyetler, bu orucun meşruluğunun
Reklam
bil ki: ameller, nefsin hâllerinin dış görünüş şekilleridir ve onun açığa vurmasıdır.
olan bir şey varsa, o mutlaka olmaya en layık olduğu için olmuştur.
“eğer hiç günah işlemeselerdi, Allah teâla onları yok eder, yerlerine başka bir kavim getirir, onlar günah işlerler, günahlarından tevbe ederler, Allah da onları affederdi.” müslim, tevbe, 9, 11.
Şeriatlarca belirlenen davranış kalıpları, manaya nisbetle lafız; varlığa nisbetle zihinde teşekkül eden ve kendisinden alınan suret, modele nisbetle resim, mefhuma nisbetle yazı mesabesindedir. Bütün bunlarda, delâlet eden ile medlûlü (mefhumu, delâlet ettiği şey) arasındaki ilişki güçlendikçe, aralarında ayrılmazlık (telâzum) ve örtüşme tamamlandıkça, artık onun, o olduğuna dair icmâ oluşur, sonra bu bilginin sureti ya da hakikati Arap-Acem bütün insanların zihinlerinde yer eder ve o şeyin üzerinde görüş birliği ederler. İnsan olup da içinde böyle bir yaklaşım bulundurmayan hiçbir kimse göremezsin. Belki biz bu şeyi, “vücûd şebehi li’l-medlûl” diye isimlendirebiliriz.
Sayfa 343
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.