Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Çözüm Önerisi

Hukuk Devleti

M. Hanifi Macit

Hukuk Devleti Sözleri ve Alıntıları

Hukuk Devleti sözleri ve alıntılarını, Hukuk Devleti kitap alıntılarını, Hukuk Devleti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre bağımsızlık, mahkemenin davanın taraflarının ve yürütme organının etkisi altında kalmadan yargılama faaliyetini yürütmesi ve karar vermesidir.
Sayfa 144 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Aristoteles'e göre, siyasî bir toplum, ahlâkî bir toplumdur ve bu toplumda hukuk ve ahlâk iç içe girmiştir. Bu nedenledir ki, hukukun ahlaki bir temelinin olmadığına yönelik iddialar, ahlaki göreceliğin hâkim olduğu dünyada hangi "doğru" diyebileceğimiz öğretinin bize temel olacağı çok sağlıklı bir değerlendirme olarak görülmemektedir. Hukukun ahlaki bir temelinin olması onun adalet duygusunun üzerine inşa edilmesi gerektiğini ifade eder.
Sayfa 92 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Hukukun egemen olduğu toplumlarda iktidar tutkusuna kapılmış bir siyasetçi, istese de, her türlü aracı kullanamaz. Araçların kullanımı, siyaset aktörlerinin insaflarına ve ahlâkî yetkinliklerine bırakılmamıştır. Siyasetçiler, ne siyasi amaçları adına birilerini çeşitli düzeylerde hak ve hürriyetlerinden yoksun bırakmanın politikasını veya kirli propagandasını yapma imkânı bulurlar ne de dini iktidar olmanın ve iktidarı elde tutmanın bir aracı olarak kullanma imkânına sahip olurlar. Dinin bu politik kullanımı bir süregenliğe dönüşürse, siyasetin tekel olarak sunduğu dindarlık tipolojisi, "dini olduğu için ahlaka ihtiyacı yokmuş gibi davranan" bir kitleye dönüşür.
Sayfa 57 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İnsan haklarının birincil özelliği onun bireysel olduğudur. İnsan haklarının ikinci özelliği ise, insanın özgürlük haklarıdır. Bu bağlam içerisinde şunu ifade etmek gerekir. Bir yerde herhangi bir haktan bahsediliyorsa muhakkak ilk dile getirilen şey, onun özgürlükle olan ilişkisidir. Zira hak, talep etme düşüncesini beraberinde getirir, talep etmek özgür olmayı gerektirir. En yalın anlamıyla özgürlük, kişinin hayatını kendi tercihlerine göre kurma çabasının başkalarınca keyfi olarak engellenmemesi ve kişinin eylem olanaklarının kısıtlanmaması anlamına gelir.
Sayfa 140 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Yöneten ve yönetilen ilişkisinde yönetenin yönetilenin hizmetkârı olduğuna dair kadim yalanın, yönetenin Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi veya gölgesi olduğu yönündeki tarihî aldatmacanın temel bir hedefi vardır: Yöneten/yönetilen ayrımını meşrulaştırmak ve yönetenlerin doymak bilmez arzularını maskelemek.
Sayfa 17 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hukukun kişiye ve menfaat saiklerine göre değişmesi, krizin toplumu sarması demektir.
Sayfa 23 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Siyaset, hukukun sınırları içerisinde çözüm üretmek, ilkeli ve güvenilir olmak sanatıdır. Siyaset, hem şan ve şerefi hem mal ve makamı adil dağıtabilme yetkinliğinin ifadesidir. Birlikte yaşamanın omurgasını teşkil eden iktisadî adaleti sağlamak hukukun işlediği bir yapıda mümkündür. Bu nedenle hukuk ve siyaset çatışmanın alanı değildir. Burada temel ayrım ancak şu olabilir: Hukuk siyasallaşmamalı fakat siyaset hukuksallaşmalıdır.
Sayfa 18 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Şahsım Devleti
İktidarın kötüye kullanılmadığı durumda ancak özgürlükten söz edilebilir. Denetlemenin olmadığı ve yöneticilerin keyfi tutumlar sergilediği bir siyasi ortamda özgürlük adına yapılan her değerlendirme içeriksiz bir ifade olarak kalacaktır. Geçmiş zamanlardan günümüze insanlığın ortak tecrübesi kuvvet sahibi herkesin bunu kötüye kullanmaya eğilimli olduğunu göstermektedir. Çeşitli sınırlamalar olmadığı sürece de kuvveti kullanmaya devam etmektedir. İktidarın elindeki kuvvetin denetlenmesi amacına yönelik olan kuvvetler ayrılığında doğası gereği “kuvvetin kuvveti durdurması” söz konusudur. b- Kanunlara saygı ve uyumu sağlayan kuvvetler ayrılığıdır. Yasamanın yürütme ile birleştiği her durumda özgürlük en hafif ifade ile tehdit altındadır veya yoktur. Çünkü aynı meclisin keyfi tutumlarını engelleyecek bir başka mekanizma yoktur. Buda kanunlar aracılığı ile zorbalığı üretebilir. Bu durumda asıl olan kuvvetlerin yani iktidar gücünün dağıtılması yani kuvvetler ayrılığının uygulanmasıdır. Özellikle ülkemizde kuvvetler ayrılığına ilişkin her değerlendirme sadece Batı'ya dair bir özenti veya Batılı olma hevesi gibi yanlış anlaşılmalara açık görünüyor. Oysa kuvvetler ayrılığı, siyasetten bağımsız kamu denetimi, şeffaflık, hesap verirlik/verilebilirlik, verimlilik gibi Sayıştay denetimlerini ifade eder ve bunlar Batılı filozofların uydurmaları değildir; acı tecrübelerle insanlığın geliştirdiği yüksek değerlerdir.
Sayfa 138 - Ötüken Neşriyat
Türk siyasetinin son dönemlerinde ve özellikle “sağ” oluşumlarda tarihin taşınmasına ilişkin bir diğer etkinlik, çeşitli tarihlere gönderme yaparak bir gelecek tasavvuru oluşturma faaliyetidir. Bunları, 2023, 2053, 2071 şeklinde ifade edebiliriz. Burada vurgulanan temel düşünce, zikredilen tarihlerin geçmişte olduğu gibi yeniden önemli dönüm noktaları olacağı iddiasıdır. Aslında bu reel politiğin klasik bir alışkanlığı olan “amaç” metaforunun kullanımıyla ilgilidir ancak oldukça sorunludur.
Sayfa 49 - Ötüken Neşriyat
Adalet duyusu üstüne inşa edilmiş adalet sisteminde hak, "ödül ve cezanın" adil ve eşit dağıtımıdır.
Sayfa 93 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.