Sözler ve Alıntılar
Süleyman da kadınlar üzerine 14 yıldan beri kazandığı zaferlerden haz değil,hicap duyuyordu. Onlar daima etlerini vermişler,gönüllerini kendilerine saklamışlardı. Çünkü kendisi hiçbir kadının yüreğine girmeyi denememişti ve böyle bir zahmete katlanmayı da düşünmemişti. Hürrem’i görüp beğendikten sonra ansızın ‘mücadele’ kararı işte bu sebeplerdendi ve kadın eti üzerinde arsız bir sinek gibi dolaşmaktan artık utanç duyuşundandı.
Evet,aşk sahnesinde sinek rolü oynamaktan bıkıp usanmıştı. Şimdi heyecanlı bir pervane olup Hürrem’in yüreğine kapanmak istiyordu. Bunun için o yüreği evvela açmak lazımdı. Bir kadın yüreğini açabilmekse iyi müdafaa olunan bir kale kapısını açmaktan daha zordu.
Sayfa 70Kitabı okudu
"Aşk" dedi, "bir yüreğin başka bir yürekle kaynaşması demektir. Aşka düşüp de ikilikten çıkan yürekler şeker karıştırılmış süte yahut güzel kokulu güle benzerler. O sütte şeker, o gülde koku neyse birleşen gönüllerde de aşk odur, iki ayrı şeyi bir yapan kuvvettir."
Sayfa 105Kitabı okudu
Olgun insan musibeti saadete, fırtınayı sükünete, elemi zevke çeviren, çevirebilen kimsedir. Sevip de sevilmemek çalışıp da bir an için başarılı olmamak, kazanırken kaybetmek, umarken hayal kırıklığına uğramak gibi fani sebeplerle hayattan iğrenmek, hangi bakımdan tahlil olunursa olunsun insanlığa yakışmaz.
Sayfa 456Kitabı okudu
"Yıldızlar" dedi, "niçin parlar, bilir misin?.. Güneşe aşık olduklarından. Ay, niçin incelir, solar, erir?.. Aşktan. Çünkü yıldızlar gibi o da güneşe gönül vermiştir. Rüzgarlar, aşkın çocuğu ve aşkın esiri olan tabiatın sesidir. Kuşlar, hep aşk cıvıldar. Bülbülün bildiği tek bir beste varsa aşktır. Aşk olmasaydı yer olmazdı, gök olmazdı, hayat olmazdı, anladın mı küçük?"
Sayfa 105Kitabı okudu
Er olan içini saklamaz, açığa vurur. Yüreği başka, dili başka olanlar mert sayılmaz, o gibilerle yoldaşlık yapılmaz.
Sayfa 519Kitabı okudu
"Gündüz" dedi, "her yanda ne görürsün?"
"Aydınlık!"
"O aydınlığı avuçlayabilir misin, mendile koyup taşıyabilir misin, teraziye atıp tartatabilir misin?"
"Hayır!"
"Aşk da böyledir çocuğum. Güçlü bir ışıktır, hatta ışıktan da üstün bir şeydir, ateştir. Sezilir, görülür ama tutulmaz, ölçülmez, tartılmaz."
Sayfa 107Kitabı okudu
Bir hayırlı evlat örneği daha..
Evet, Sadrazam İbrahim Paşa, rakip sayarak hayatına nihayet vermek istediği adamı mezara götürmek için bizzat mahkumun oğlunu memur etti ve bu oğul da, ileride kazasker olabilmek, belki de şeyhülislamlığa yükselmek umuduyla o alçaklıklardan alçak görevi yüklendi.
Sayfa 345Kitabı okudu