Benim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsın
Eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir...
(Benim hayatımın bereketi ve yürüyen ruhumsun ömür sermayem de bir kârım varsa hepsi senin eserindir.)
Hutben okunur minber-i iklim-i bekâda
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâda
Gül-bâng-ı kudûmün çekilir arş-ı Hudâ’da
Esmâ-i şerifin anılır arz u semâda.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim
Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.
(Sonsuzluk yurdunda senin hutbendir okunan. Kıyamet gününde senin hükmündür geçen. Allah katına kadar her yerde övgüler sanadır .Yerkürede de, gökkubbede de kutlu adındır anılan. Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin Efendim Allah'tan bize (gönderilen) sultansın Efendim.