Mustafa Kutlu okumalarıma Hüzün ve Tesadüf'le devam ettim. Özellikle şunu söylemeliyim ki kitap buram buram insan kokuyor. İnsanın özlemi, insanın pişmanlığı, insanın sevinci, insanın huzuru, insanın korkuları kitabın ana temasını oluşturuyor. Yine bir eskiye özlem dikkati çekiyor. Okurunu alıp büyülü bir atmosferin içine bırakıyor. Kendinizi bir anda odun sobasının çıtır çıtır yandığı, fırınında patateslerin közlendiği, duvarları halı yastıklarla döşeli, saat başı öten sarkaçlı duvar saatinin sol tarafında diyanet takvimi asılı sıcacık bir köy odasında buluyorsunuz.
Kitaptaki bir iki hikayede olaydan ziyade bu ortamın tasviri yer tutuyor.
Dikkatimi çeken bir diğer şey de (bunu ilkinde de fark ettim) dil ürünlerine, yöresel adlandırmalara, halk ağzına önem vermesi, özen göstermesiydi. (Mesela gökkuşağı değil de eleğimsağma). Geleneğe, geçmiş zamanlara, insanların birbirleriyle var olduklarına inandıkları ve bunu muhafaza ettikleri dönemlere hayranlık duyan birisi olarak ben keyifle okudum... sizlere de keyifli okumalar dilerim..