Fedek bir küçük arazi. Üzerinde küçük bir köy kurulacak kadar. Peygamberimiz döneminde yahudilerden alınan ve yarısı beytülmale yarısı da peygamberin ailesine bırakılan bir toprak parçası.
Peygamber vefat ettikten sonra bu toprak parçasının peygamber ailesinden alınması ve bu alınış sonrasında Hz. Fatma annemiz ile halife Ebubekir Sıddık arasında ve halk içinde geçen konuşmayı oluşturan bu hutbe, Şii alimleri tarafından günümüze kadar getirilip dallanıp budaklanmış.
İçinde bir çok çelişki barındıran bu hutbe, bana göre baya üzerinde oynanmış ve Ali taraftarlarının bir kurgusu haline getirilmiş. Zira peygamber efendimiz, peygamberler miras bırakmazlar sözüne karşı kızı fatmanın söz söylemesi bana göre çelişkinin babası. Hele ki dünya nimetlerine önem verilmemesi gerektiğini hayatı boyunca dile getiren ve yaşamıyla bunu ortaya koyan bir peygamberin kızının bir toprak parçasının peşine düşeceğine inanmıyorum.
Metnin temelinde aslında Hz. Alinin halifeliği yatıyor. Ve hz ebubekirin seçilişi de Şii alimlerin hoşuna gitmediğinden belki de yarısı doğru olan günümüze kadar gelen bu hutbe in çelişki dolu tarafları, dinimizin peygamber vefatından sonra nasıl çatlamalarla yüz yüze kaldığı gayet ortadadır sanırsam.
