Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rumi ve Sufizm

Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu

Eva de Vitray-Meyerovitch

En Eski Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu Gönderileri

En Eski Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu kitaplarını, en eski Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu sözleri ve alıntılarını, en eski Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu yazarlarını, en eski Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
220 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitabın yazarı Eva de Vitray-Meyerovitch (Havva Hanım), ülkemizde tanınan bir sûfî ve gönül kadınıdır. Hz.Mevlâna’yı, Muhammed İkbal’le tanıyan Eva de Vitray-Meyerovitch (Havva Hanım), Fransada Hz.Mevlana’yı tanıtan ve orada bir Mevlâna dostluğu oluşturan çok önemli bir şahsiyettir. O, Hz.Mevlâna’nın ve Muhammed İkbalin bütün kitaplarını
Hz. Mevlana ve İslam Tasavvufu
Hz. Mevlana ve İslam TasavvufuEva de Vitray-Meyerovitch · Nüve Kültür Merkezi · 20125 okunma
Önsöz;
Eva Hanım çok donanımlı bir bilim ve gönül kadınıydı. Fransızca, İngilizce, Farsça, Arapça, Yunanca ve Latince biliyordu. Doğu ve Batı Felsefesini, içindeki fikri ve inanç şahsiyetini olgunlaştırmak için büyük çaba ile öğrenmişti. Eva Hanım'ın hayatı, sadece dinî ilimlerle geçmemişti. XIII. Henri ve Çin hakkındaki çalışmaları da dikkat çekici nitelikteki çalışmalardı. Ancak o mistik bir kadındı. Sûfizm, O'nun bir yaşam felsefesiydi.
Reklam
Önsöz;
Havva hanım, Mevlâna'nın vahdet görüşünü Fihi Mafih'ten aldığı şu satırlarla açıklar: “Allah'ın huzurunda iki “Ben” yer almaz. Sen “Ben” dersen ve O “Ben” der. Öyle ise, ya sen O'nun önünde ölürsün, ya da o senin önünde ölecektir, ikilikten eser kalmasın diye. Fakat Allah'ın ölmesi imkansız ve akıl dışıdır. Çünkü O, Hay'dır, ölümsüzdür. O halde, O'nun ölmesi mümkün olmadığına göre, sen ölmelisin ki o sen de kendisini göstersin ve ikilik ortadan kalksın..."
Mevlâna Celâleddin-i Rumî, Attar'a karşı daima büyük bir saygı duymuş ve şöyle demiştir: "O, aşkın yedi sitesini dolaştı. Halbuki ben, daima bir caddesinin dönemecindeyim."
Mevlâna; Senâi'nin, "İman ile küfür, Allah'ın yolunda birlikte koşarlar” beytini söylemeyi severdi ve bütün varlıkların ulaşmak istedikleri hedefin birliğine daima dikkat çekerdi...
Sûfi aşıkların istirahati, yorgunluktadır; onlar için hazine, zahmette; neşe, arayıştadır.
Reklam
Eflâki'nin anlattığına göre bir gün Rebab çalınıyordu. Mevlâna bundan zevk duyuyordu. Bir dost içeri girdi: İkindi ezanı okunuyor, biraz sussana diye uyardı. Mevlâna hayır dedi. Bu da bir ikindin ezanıdır. Her ikisi de Allah'a sesleniyor. Biri O'nun için dışından ibadet etmeyi, diğeri içinde O'nu tanımayı, O'nun aşkını hissetmeyi istiyor. "Musikinin ritminde bir sır saklıdır. Eğer onu açıklasaydım, dünya alt üst olurdu." diye ekledi..
Müzik, ruhun uyanışıdır. O, unutulmuş bir vatanı hatırlatıyor. Eflâtun ve Yeni-Eflatuncular için her bilgi, bir hatırlamadır. Jamblique, bazı müziklerin Tanrısal dünya ile iletişim kurduklarına işaret eder. Çünkü Ruh, orada öteki dünyada işittiği ebedî müziğin bir yankısını bulmaktadır.
Sûfiler için ölüm, Yüce Hakikatin görülmesidir. Bu görülmeden nasıl kaçacaklardır?
Mevlâna;
Yine O, Mesnevî'nin başında Eflatun'dan bahsetmektedir. Muhtemelen O'nun Eflatun'u okuduğu ve Yeni-Eflatunculuğu bildiği tahmin edilmektedir. Şüphesiz Mevlâna, manevi bir üstad, bir şair ve bir sûfidir. O, bir mantıkçı ve filozof değildir. O, zengin bir ortak fondan yararlanmıştır.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.