Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Ömer'in 100 Veciz Sözü

Hikmet Özdemir

Hz. Ömer'in 100 Veciz Sözü Sözleri ve Alıntıları

Hz. Ömer'in 100 Veciz Sözü sözleri ve alıntılarını, Hz. Ömer'in 100 Veciz Sözü kitap alıntılarını, Hz. Ömer'in 100 Veciz Sözü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamberimiz "Kişi arkadaşının dini üzerinedir. Öyleyse her biriniz kiminle dost olacağına dikkat etsin" buyurmuştur.
Sayfa 180Kitabı okudu
Dostluklarınızı takva üzerine kurunuz*
Menfaate dayanan dostluklar buz üzerine yazılan yazıya benzer. Gerçek dost takva ehli olandır. Yanında bulunmak bile faydalıdır. Birçok çirkin hareket onun yanında ortaya çıkar. Kişi kendi eksikliklerini tamamlama fırsatı bulur. Misk dükkânına giren kimseye nasıl güzel koku sirayet ederse, takva sahibi olan kimseyle de dost olmak da onun ahlakıyla ahlaklanmak fırsatı doğurur.
Sayfa 181 - *Hz. ÖmerKitabı okudu
Reklam
Ölümüne sebep olsa bile sana doğruluk gerekir. Hz. Ömer (r.a)
Sayfa 147Kitabı okudu
İki sey yalandan ayrılmaz. Biri çok vaatte bulunmak, digeri de çok mazeret göstermektir. Hz. Ömer (r.a)
Sayfa 137Kitabı okudu
*Kendi ayıbını gizleyip, başkasının ayıbını açığa vurmak, ayıp olarak sana yeter.* Müslüman bir kimse diğer kardeşinde bir kusur görse bile bunu örtmelidir.
Sayfa 185 - * Hz.Ömer *Kitabı okudu
Çok gülenin heybeti az olur*
Hz. Ömer (r.a) bu vecizesinde lüzumsuz yere çok gülmenin zararını dile getiriyor. Cenab-ı Hak, bir ayet-i kerime'de, "Çok ağlasınlar, az gülsünler" buyurmuştur. Gülmenin de bir âdabı vardır. Devamlı kahkaha ile gülmek kişinin heybetini azaltır. Şahsiyeti küçültür. Yani tebessüm etmek en güzel şeydir.
Sayfa 191 - *Hz.Ömer*Kitabı okudu
Reklam
Allah'a yemin etmeyi hafife almayın. Aksi halde Allah da sizi hafife alır*
Bazı kimselerin ağzı alışmış ikide bir yemin ederler. Yemini hafife almamak ve asla yalan yere yemin etmemek gerekir. ________________ 》Allah'a yaptığı yemini hafife alıp önem vermeyen veya yalan yere kasten yemin eden kişi günaha girer. Bunun bağışlanması için kefaret bile yeterli değildir. Bundan dolayı yalnız tövbe edip mağfiret dilemek de yeterli olmaz. Kimin hakkını ihlal etmişse onu yerine getirip helallik alması şarttır.《
Sayfa 183 - * Hz.Ömer * 》Büyük İslâm İlmihali, s.292《Kitabı okudu
Peygamber (s.a.v), "Kötü arkadaşlarla beraber olmaktansa tek kalmak daha hayırlıdır. İyi arkadaşla beraber olmak ise yalnız kalmaktan daha hayırlıdır" buyurmuştur. Beyazıd-ı Bistami şöyle demiştir: "Ey kardeşler benim rahatım yalnızlığımdadır. Bütün belalar arkadaşlarımdan dolayıdır. Ne zaman ki bir toplulukla bir müddet beraber olsak sohbetime hıyanet etmiş, sözümü bozmuşlardır. Benim onlardan ayrılığım maddi bir konu değildir. Bilakis uzlette izzet bulduğum içindir." Uzlet, bir müddet halktan uzak bir yerde yaşamaktır. Özellikle fitne dönemlerinde uzlete çekilmek tavsiye olunmuştur.
Sayfa 163Kitabı okudu
Çok çok çok doğru..ne geliyorsa "yakınım" dediklerinden geliyor.
Uzaktan yakınlık kurmak daha isabetlidir. Peygamberimizin (s.a.v), "İyilik yaptığın kimsenin şerrinden sakın” sözünü kulağa küpe yapmalı; 'yakınımdır' diye evin sırlarına herkes gelişigüzel vâkıf kılınmamalıdır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurdu: "Ancak sizin dostunuz Allah, Resulü ve müminlerdir. Kuşkusuz, dostluk ebedi olmalıdır. Eskiler dostlara "ahiretlik" derlerdi. Bunun anlamı şudur: Bizim dostluğumuz yalnız dünyayla sınırlı değildir. Ahirette de devam etsin, ebedi olsun. Bazı ülkemizin bölgelerinde "yâranlık" vardır. Yâr, bir anlamda yüce Allah'tır. Yaran Allah hatırı için kurulan dostluk anlamındadır. Mümin sevdiğini Allah için sevecek, kızdığına da Allah için kızacak.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Yakın akrabalarına ziyaret etmelerini emret. Sakın yakın komşu olmasınlar
Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisinde, "Seyrek ziyaret et, muhabbetin fazla olur" buyurmuştur. Yani akrabayı ziyaret ederken de bir ölçü içinde yapmalıdır. İkide-bir gidip gelmek bıktırır ve usandırır. Bazen de gayr-i ahlaki davranışlar ortaya çıkar. Akraba ziyareti sünnettir. Fakat akrabaların birbirine komşu olmaları hiç iyi değildir. Hz. Ömer (r.a) uzaktan akrabalık bağlarını gözetmenin daha makbul olduğunu söylüyor.
Sayfa 139 - (115) Aşir Efendi, 40a (116) TaberaniKitabı okudu
*Şüphesiz insan doymasını yarım yapınca helâk olmaz.* Hz. Ömer bu vecizesinde sağlıkla ilgili çok önemli bir prensibi ortaya koyuyor ve iştahı varken yemeği yarıda kesip sofradan kalkan kimse helâk olmaz, diyor. Yani böyleleri hasta ve fakir olmaz, buyuruyor. Peygamberimiz (s.a.v), "Üç alışkanlık vardır ki, cürüm olmadığı halde Cenab-ı Hakk'ın buğz etmesine sebep olur: Çok yemek, cimrilik yapmak, kibirlenmek" buyurdu. Gerçekten tıp dünyası bütün hastalıkların sebebinin çok yemek olduğunda ittifak etmiştir. Şişmanlık, tansiyon, kalp krizlerinin sebebi çok yemektir. Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde insanın midesinin üçe ayrılmasını bir bölümünün su, bir bölümünün yemek ve bir bölümünde de nefes için ayrılmasını tavsiye ediyor. Tasavvuf ehli olanlar, insanın kemalini şu üç şeye bağlıyorlar: 1 -Killet-i Taam ( Az yemek) 2- Killet-i Kelam (Az konuşmak) 3- Killet-i Menam (Az uyumak)
Sayfa 207 - *Hz.Ömer *Kitabı okudu
Halk arasında yerin dönmesine felek denilmektedir. Zaman zaman 'zalim felek' diyerek bahtsızlık ve şanssızlık kötülenir, yuhalanır. Bu konuda Peygamber Efendimiz, "Dehre sövmeyin. Zira, onu Allah yarattı buyuruyor. Allah'ın her yarattığı şeyde bizler için ibret ve hikmet vardır. Bunlardan ders almak gerekir. Zamana sövmekse günahtır. Hatadır. Bazı şarkılarda ifade edilen 'kahpe felek' ifadesi bu anlamda çirkindir. Müslüman bir kişi sözünün nereye gittiğine ve neyi ifade ettiğine dikkat etmelidir. Zira, herkes ağızdan çıkan sözden mesuldür. Bu sebeple gelişi güzel söylemlerden sakınmalıdır. Boş manasız sözlerden uzak durmalıdır. Boş ve anlamsız sözlere "malayani" denilmektedir. Bu ise dinimizce yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Kişinin malayani (faydasız işleri) bırakması Müslümanlığının güzelliğindendir." Filmlerde çok sık rastlanan kelime "kahretsin" dir. Bu çok kötü bir alışkanlıktır. Bizim ecdadımız kızdıkları zaman "fesübhanallah" veya "La havle vela kuvvete illa billah" derlerdi. Bu şekilde günah yerine sevap kazanır ve hem de zikir ve istiğfar yapmış olurlardı.
Sayfa 143 - Buhari, Edeb, 101; Müslim, Elfaz, 4Kitabı okudu
29 öğeden 16 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.