Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Toptaşı'ndan Bakırköy'e Akıl Hastanesi

İç Bahçe

Betül Yalçıner

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Oldum olası tarihe meraklıyımdır.Ülkemin tarihi, yakın tarihimiz, hatıralar...
Sayfa 9 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Deliliği, diğer hastalıklardan başka tarzda düşünüş, hekimlerden değil, hocalardan, papazlardan, şeyhlerden, sihirbazlardan yardım bekleyiş, en budala kafaların, en ham beyinlerin işidir. Nasıl dua ile tayyare uçmuyor, sihirle gemiler yürümüyorsa, hastalıklar da onlar gibidir. Dünyaya hakim olan ancak fendir. Bugün fen, sırf görgü ve bilgiye dayanarak diyor ki; delilik, beynin dış kıtasında, kabuğunda, bilhassa, beynin alna uygun yerinde bulunan hücrelerin bozulmasıdır. Bunu düzeltecek olan yine hekimliktir. Hâlâ gömleğinin yakasında gizlenmiş bir muska ile bize gelenler yok değil. Tabii cahil halk arasında, yobazlar saltanatının enkazı az çok duruyor. Tekkeler kapandı, manastırlar, dini ayinden başkasına cesaret edemiyor. Lâkin, perestişkârları kolay tükenmeyecek. Softalarına hâlâ yeter diyemeyen, batıl itikatları silip süpüremeyen, diğer Müslüman memleketlerde, bu adamların tesiri daha fazla.
Sayfa 57 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Reklam
1930'lu yılların sonlarında Bakırköy'ün içinde, her biri büyük bir klinik kabul edilebilecek 30 servis vardı. Bir kısım servisler, paralizi jeneral, epilepsi, oligofreni gibi sadece bir hastalık grubuna ayrılmıştı. Ayrı bir beyin cerrahisi ve dahiliye servisi ile, 80 yataklı bir nöroloji servisi vardı. 10 yıl gibi kısa bir zamanda, boş bir arazi üzerinde harap olmuş bir Reşadiye Kışlası ve Toptaşı'ndaki tımarhaneden, bağları, bahçeleri, ağaçları, binaları ile küçük bir şehir yaratılmıştı.
Sayfa 47 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Sultan Hamid zamanında deli, mecnun, dâr-üş-şifâ, cinnet, ihtilal-i şuur gibi kelimeler yasaktı. Sultan Murad'ın cinneti meselesi, padişahı 35 sene bir kâbus gibi, bir 'idée obsédante' gibi iz'ac etti durdu. Onu hatırlatacak her kelimeden kuşkulanırdı. Hele 'ihtilal-i şuur' kelimesi, büsbütün turfa idi. Hem ihtilal, hem şuur. Delinin iyi olabildiğinden, iyileştiğinden bahsedilmezdi.
Sayfa 19 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Delilerin tarihini, akıllıların ağzından dinlemek ya da anlatmaya çalışmak ümitsiz bir çaba imiş.
Sayfa 11 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Mongeri'nin, Süleymaniye Bimarhanesi'nin başına getirildiği bu dönemde, ülkede delilere ait hiçbir yasa ve düzenleme yoktur. Halkın akıl hastalığına ve akıl hastalarına bakışı, korku ve saygı ile acıma ve aşağılama arasında gidip gelmektedir. Hayatlarının nasıl geçeceğini, onlara nasıl davranılacağını, genellikle sosyoekonomik durumları belirlemektedir. Zenginler, hastalarını daha çok evde tutma eğilimindedirler. Cinler, periler tarafından zapt edildiğine inandıkları delilerini evlerinde, tenkiyeler, kan almalar, büyü çözmelerle iyileştirmeye çalışmaktadırlar. Fakirler ise hastalarını bimarhaneye koymakta tereddüt etmezler. Erkek hastalar, boyunlarına halka geçirilmiş ve zincirlerle bağlanmış olarak, kadınlar ise bir yük gibi çarşafa sarılmış olarak hastaneye getirilirler.
Sayfa 15 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
Reklam
Bakırköy Akıl Hastanesi'nde çalışmak, bir zaman sonra orada yaşamaya, bu kasabanın bir hemşehrisi olmaya dönüşür. Gece indiğinde, sesler çekilip, yoğun bakımların, uykusuz hastaların, demli çaylarla yapılan gece yarısı kahvaltılarının zamanı başlar orada. Sessizlik, otoyoldan gelen homurtuları iç bahçedeki çamların, akas yaların, at kestanelerinin dallarından, yapraklarından süzerek getirir. Hava yoğunlaşır. Sanki, geçmiş olan bütün zamanlar katlanarak sizi sarar. Duvarların dışındaki zamanlardan farklı bir şeydir bu. Zamanı, dışarıdakilerden çok başka algılayan insanların üst üste yığılmış zamanları... Deliler zamanı.
Sayfa 11 - Okuyan Us Yayınları, 2.Basım, Kasım 2018Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.