Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İçimde Avm Var!

Sadettin Ökten

İçimde Avm Var! Sözleri ve Alıntıları

İçimde Avm Var! sözleri ve alıntılarını, İçimde Avm Var! kitap alıntılarını, İçimde Avm Var! en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şehir; çok renkliliği ortaya koyan, insanı var olmak için birtakım rutinlerin esaretinden kurtaran ve insan doğasında var olan yetenekleri açığa çıkaran bir özgürlük ortamıdır.
Sayfa 70
İnsan; aklını, parasını ve vaktini iç dünyasındaki en üst değer neyse o üst değeri tahakkuk ettirmek (gerçekleştirmek) için sarf eder. ...vaktim, bedenim, bilgim, yeteneklerim, param, imkanlarım var. Bunları neyin tahakkuku için harcıyorum? Bunu toplumsal manada düşündüğümüz zaman işte farklı tasavvurların şehirleri zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Reklam
Eğer medeniyet tasavvurunuza varlığınızı sınırlayacak bir temel değer getirmezseniz -kul hakkı gibi- özgürsünüzdür (!)
"Ummadık davranışlarda renk gelir hayata..."
Bir örnek verelim: Klasik Batı müziği Türkiye'de çağdaşlaşmanın ürünü olarak görülür. Devlet orkestrası şehirlere gidiyor ve bir gün Bayburt'a da gitmiş. Bu hadise her şehir için söylenebilir. Müthiş bir konser verilmiş, herkes oturup dinlemiş. İhtiyar bir zat da ağlıyormuş. Konser bitince şef dönüp sormuş: "Herhalde çok duygulandınız?" İhtiyar da demiş ki: "Evet. Bayburt, Bayburt olalı Timur'dan beri böyle bir zulüm görmedi." Bu enteresan bir şeydir. O, kendi içinde anlamlı! Ben de insan olarak ona baktığım zaman onda, yani mesela klasik Batı müziğinde bir hüzün görüyorum. Ama o hüzün, o macera, o debdebe bana ait değil. Bana ait olan bir şey var mı ben ona bakıyorum. "Varsa var, yoksa yok!" diyorum. Türkiye uzun yıllar, 20. yüzyılın büyük bir zamanında kendine ait birikimler için "Bunlarda bana ait bir sey yok." dedi. Halbuki vardı. Şimdi işte "Yok" mâşeri hafızada derin bir yara açtıi. Şimdi o yarayı sağaltmaya çalışıyor ama zor sağaltıyor, çünkü yara derine işlemiş.
Her objenin arkasında bir değer sistemi, bir tercih vardır! Objeyi kullanırken ister istemez o değer sistemini de hissedersiniz. Size kendini hissettirir. O değer sistemine inanmasanız, yabancı olsanız, onu sevmeseniz bile bir süre sonra o değer sistemi sizi kendi düzlemine çeker. Ve siz bunun farkına varamazsınız ...
Reklam
Bugün hala Avrupa'daki birtakım şehirlerin eski şehir bölümleri böyle efsunlu şehirlerdir. Her an size bir sürpriz tattırır. Hiç ummadığınız bir köşede bir şey çıkar, orada da onu hiç girmemişsinizdir, mesela bir insan tipi çıkar. Monoton değildir Ama bu şehirleri yönetmek zordur. Çünkü her an tahmin edemediğiniz, bilemediğiniz bir davranışla karşı karşıya kalabilirsiniz. Buna Frenkler "opaque şehir (kesif sehir)" diyorlar. Transparan şehrin tersidir.
Mesela bunu kadın üzerinde de çok rahat ifade edebiliriz. Erkek rasyonel bir varlıktır ama kadın irrasyoneldir. Çok güzel başlayan birçok evlilik gördüm. Kadın da erkek de rasyonel fakat bir süre sonra erkek, kadından bıkıyor. Neden? Çünkü o rasyonalite onu sıkıyor.
Bu olgu, böyle bir toplumun yaşadığı dönemlerde şöyle veya böyle mümkün oluyordu. Ama sanayi toplumu gelip kapitalizm ortaya çıkınca bunun mümkün olmadığı görüldü. Ve Osmanlı da onun için tarihe intikal etti. Çünkü üst limit yükseldi, alt limit iyice düştü. Kapitalizm böyle bir şey. Dolayısıyla bugün toplumda böyle bir tasavvur ile tercih çelişkisi var. Bu çelişki bütünüyle şehre yansıyor. Bugünkü kaotik şehirlerimizin -ki bunun başında İstanbul geliyor- temel problemi bu. Eğer tasavvur ile tercih üst üstte düşse ve İstanbul'u kullanan burada yaşayan, para kazanan, üreten, tüketen bu Türk toplumu ciddi kapitalist olsa bu sıkıntılar yaşanmayacak bu şehirde.
Geri144
672 öğeden 661 ile 672 arasındakiler gösteriliyor.