Yeryüzünde en çaresiz kaldığımız ölüm dahi, yer değiştirmekten ibaretken, vakti saati geldiğinde de asla ertelenmeyecekkken , ne için tasalanırız bu kadar?
"Bir kitap için kilometrelerce yol gittiğimi bilirim ben, gecelerce uykusuz kaldığımı..."
"Neden uykusuz kaldın ki? "
"Okumak için, sonunu getirmek uğruna."
Bir kitapçının, matbaadan henüz gelmiş kitaplarının çekiciliğinin yanında bu eski ciltlerin esamesi okunmazdı belki fakat yıllanmış bir kitabın ruhunda biriken duygu yoğunluğunu da vermezdi o gıcır gıcır kitaplar.
“Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı.”
(Bana gönlümdeki ateşten başka hiç kimse yanmaz, bahar rüzgârından gayrı kimse kapımı açmaz.)