İstikbal-i kıble, yüzünün zahirini her cihetten çevirip Beytullah'a döndürmek demektir. Madem ki, yüzünden bu mükellefiyet istenmektedir, acaba kalbini her türlü tesirden muhafaza ederek Allah'ın emrine yöneltmek de senden beklenmiyor mu?
Resulullah (s.a.s), "Demirin paslanması gibi kalpler de paslanır"buyurdular. " Cilası nedir, ya Resulullah? " Diye sorulunca, "Kur'an okumak ve ölümü düşünmektir" buyurdular...
Dua bir samimiyet testidir. Neyi, ne kadar istediğimiz duamızdan belli olur. Ellerimizin açılmadığı, dilimizin dönmediği yerde samimi olduğumuz iddiası yavan bir iddia olarak kalacaktır. Çünkü dua, irade beyanıdır. Bunun böyle olması için çabalayacağım demektir aslında. “Allah’ım beni affet” derken, Allah’ın affedeceği işlere yöneleceğim, günahlardan uzak duracağım demektir aslında. İrademi bu yöne kanalize edeceğimin dile gelmiş halidir “Allah’ım beni affet”. Yoksa dua, kuru slogan, toplu ayin falan değildir. Özün söze dönmesidir dua...