Abdülmelik bin Mervan'a sordular:
- "Hangi adam daha efdaldir?"
- "Gücü yeterken tevâzu' gösteren, hevesi varken dünyayı terkeden ve intikam almağa gücü yeterken afveden kimsedir." dedi.
Cüneyd: "Tevhîd ehli nazarında tevâzu' kibirdir!" derdi.
Çünkü tevâzu' eden, önce kendinde bir varlık duyar da sonra tevâzu' eder. Hâlbuki gerçek muvahhid hiçbir zaman kendisinde bir varlık görmez ki, buna karşı alçak gönüllülük göstersin...
Bu da kibri doğurur. Aralarında hased ve kin bulunmayan ve kendini daha üstün kabûl etmediği kimseler ile de münâzara eder. Karşısındakinin daha üstün olduğu söylenmesin diye ona karşı tevâzu' göstermez ve hakkı kabûl etmez. Bu sûretle kibirlenmeye başlar. Bu kibrin sebebi riyakârlıktır. Hattâ yalnız kalsalar, bâzan kendisinin üstün olmadığını bildiği hâlde yalandan asâlet iddiâsında bulunur ve diğerini hakîr görür. Bu iddiâsında yalancı olduğunu bildiği için içinde kibir yoktur. Ancak riyakârlık kibirliliğine sebeb olmaktadır. Umumiyetle bu nevi davranışlarda bulunanlara içindeki kibirden dolayı mütekebbir denir...
Ucub (Kendini Beğenme): Gizli kibri doğurur, gizli kibir söz, iş, tavır ve davranışlarda tezahür eder.
Hıkd (Kin): Bu, ucubsuz da kendini gösterir. Herhangi bir sebebten dolayı kızdığı zaman, emsâline ve hattâ kendisinden üstün kabûl ettiği kimseye karşı da kibirlenebilir. Hiddet, kin hâlini alır, adama içerler ve bu bakımdan, tevâzu'a lâyık kimse olduğunu bildiği hâlde ona karşı kibreder. Nice ayak takımları vardır ki, kızdıkları büyük kimselere karşı tevâzu' göstermek için nefisleri kendilerine isyan eder, ona karşı kibirlenir ve hak ondan gelse de onu kabûl etmez, öğütlerini dinlemez. Hakkı olmadığını bile bile onu geçmek ister ve ondan özür dilemez...
Adamın biri Abdullah bin el-Mübârek'e:
- "Allah seni umduğuna ulaştırsın." diye dua edince
- "Ümit mârifetten sonra gelir. Mârifet nerde ki ümit olsun" dedi.
Urve:
- "Tevâzu', şerefi avlamanın vâsıtalarından biridir!
Aynı zamanda her ni'met sâhibi hased edilir.
Hased edilmeyen tek ni'met tevâzu'dur." demiştir.
- "Allahü Teâlâ insanların kalplerindeki niyetlerine ve maksadlarına bakar. Câhil, Allah'tan korkarak zillet gösterdi ve kalbinden Allah'a itâati niyet etti. Bu niyete sahip olmak, kibir getiren ilimden ve kendini beğenen âbidden Allah katında daha makbûldür..."