Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İki Aşina

Samiha Ayverdi

En Eski İki Aşina Gönderileri

En Eski İki Aşina kitaplarını, en eski İki Aşina sözleri ve alıntılarını, en eski İki Aşina yazarlarını, en eski İki Aşina yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ey insan oğlu! Sakın ne geldiğin ne de gideceğin yeri unutmaya kalkışma. Dünya gibi her şey de er ya da geç değişecektir. Ama, ezelde nasıl secdeye varmışsan, şimdi de karşında onun olduğunu unutma ve secdeden de uzak kalma vesselam."
Sayfa 139 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Allah ıslâh etsin, düzenbazlık bir ateştir. Ya kendini ya evlâdını yakar. Ama o bunun nereden geldiğini bilemez. Üstelik, hâşâ başına bir musîbet geldi mi kabahati Allah'a bulur."
Sayfa 153 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
Reklam
"Şu halde kabâhati gençlikte değil, daha ilkokuldan başlayarak yüksek tahsil devirlerine kadar gençliğin zihnine gereken millî hassâsiyeti verememiş maârif politikamızda ya da politikasızlığımızda aramak gerekmez mi?"
Sayfa 174 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Kıbrıslı Yüksek Mîmar İbrâhim Nûman, henüz talebe olarak bir Rum mîmârın bürosunda çalışırken patronun, 'Yunanistan'ın bir düşman ülke olduğu size ne zaman öğretilmeye başlanır?' sualine, 'Bizde böyle bir anlayış yoktur,' cevâbını verince Rum patronun, 'Bizde çocuklarımıza en küçük yaştan başlayarak üniversite çağlarında dahi Türk düşmanlığı işlenir,' karşılığını vermiş bulunduğunu kendisinden dinlemiştim. Evet, tekrar ediyorum: Balık baştan koktuğuna göre, Millî Eğitim'in başını kokuşmaktan kurtarmak belki de tek çâre-i hal olsa gerek."
Sayfa 174 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Şu halde biz de: 'Ne imiş bu millî romantizm?' diye kendi kendimize soracak olursak, şu kısa cevapla sözümüzü bitirelim: Türk milletine âit bütün güzellikleri, değer ve hasletleri bir aşk ve şevk hâlinde tâ yüreğinde hissetmek, fikir milliyetçiliğinde kalmayıp gönül milliyetçisi olmak ve nesilleri bu heyecan ile yetiştirmektir."
Sayfa 191 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Süleymâniye Câmiinde kapının üstünde 'is odası' denen bir oda da vardır ki, rivâyete göre Sinan'ın dehâsı câmideki hava cereyânıyla kandil ve mumlardan çıkan islerin o odada toplanıp birikmesini ve bunlardan is mürekkebi yapılmasını temin etmiştir."
Sayfa 193 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
Reklam
Sultan Aziz Döneminde Yürürlüğe Konulan, Köprüden Geçiş Ücreti Uygulaması
"Köprü mürûriyesi 1929 senesine kadar devam etmiş ve bu para toplama hikâyesi, şehir nâmına âdeta bir yüz karası olmuştur. Şöyle ki köprünün her iki yakasında para toplayan adamların hemen hepsi, güçlü kuvvetli olduktan başka, kaba, haşin ve kaçarak geçmek isteyenlere karşı sert muâmele eden kimselerdi. Sırtlarındaki tek tip cepsiz önlükleri ile kaçmak isteyenlerin peşinden koşar, arabaların sürücülerinden evvel atların başlarından tutarak ücreti tahsil ederlerdi. Tabiî arada kavgalar da eksik olmazdı. Hatta rivâyete göre, mürûriyeciliğe talip olan bir adam, mürâcaat ettiği memurun: 'Kardeşim kadro dolu.. Sana iş veremem,' demesine kızarak yakasına yapışıp tartaklamaya başlayınca: 'Tam istediğim adamsın, işleri iyi idâre edeceğine inandım. Seni işe alıyorum, yarın gel başla!' diyerek bu zorlu adamı kayırır."
Sayfa 216 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Fatih Sultan Mehmed, Trabzon Rum Devleti'ni Osmanlı hudutlarına katınca, Prens Aleksis İstanbul'a gelerek bugünkü Beyoğlu'na yerleşmiş ve sonra da müslüman olmuş, konağını da burada kurmuştu. İstanbul halkı da prensten bahsederken ona Beyoğlu demiş ve zamanla onun ikâmetgâhının olduğu bu semt Beyoğlu ismiyle künyelenmiş ve gide gide burası koskoca bir semt oluvermiştir."
Sayfa 221 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Koca Âtıf Bey! Şu nankör, değer ölçülerini şaşırmış gerizekâlı dünyâda, insanlar, senin gibi mert, ihlâslı ve sonunda da bir îman çeşmesi içinde yıkanıp arınanlara ne kadar muhtaç!"
Sayfa 242 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
"Yarın kıyâmet kopacağını bilsen gene de elindeki fidanı dik! diyen bir peygamberin ümmeti ve ormanda ağaç kesmeye giden oduncunun çaputla baltasını örtecek kadar keseceği ve kesmeyeceği ağaçlara saygı göstermesini bilen bir milletin evlâtları olarak da bilmem neden şehirlerimizi yeşillendirmekten korkuyoruz."
Sayfa 255 - Kubbealtı Neşriyâtı, 2.baskı, 2006.Kitabı okudu
75 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.