Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti

Bahri Vardarlılar

İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti Gönderileri

İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti kitaplarını, İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti sözleri ve alıntılarını, İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti yazarlarını, İlahi Bugs Bunny Komedyası'na İki Ciltlik Metro Bileti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük ağızlar öfkeyi, üzüntüyü, kararlılığı doğru dürüst saklayamaz, büyük ağızlı yüzler çizgi roman yüzüdür bu anlamda.
Zaman akış şeklini kaybetti, yönsüzleşti, kaldırım kenarında birikmiş yağmur suyu gibi bir şey oldu; ne ileri gidiyor, ne geri. Sadece, esen rüzgarla sağa sola kımıldar gibi oluyor o da bakalım nereye kadar.
Reklam
Bir yeri herkesçe bilinen adıyla düşünmeye başlamışsan orada mucize falan aramazsın.
Saate, ya da hikayenin bitmesine kaç sayfa kaldığını anlamak için sürekli son sayfaya bakmak. Ya da bunların hiç birini yapmamak, şaşmaz bir deneyimin rahatlığına, her hikayenin eninde sonunda mutlaka biteceğini bilmenin rahatlığına sığınarak dakikaları üzerinden akmaya bırakmak. Dinleyiciyle anlatıcının farkı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bana hevesle bir şey anlatılmasına hiçbir itirazım yoktur ve olamaz. Sesine kitabî bir ton geldi, bir şeyi yüksek sesle okuyan ya da hikaye anlatan herkes gibi: Bir şeyken başka bir şey olma çabasıdır bu, biraz boşa bir çabadır; ama genelde insanı havaya sokar. Işıklar sönüyor, film başlayacak. Güzel, buyur seni dinliyorum, hazırım.
O benim iki yıl önce eşimden ayrıldığımı biliyordu tabii ki, aylar boyu ne halde olduğumu da, onun ilişkisi de bitmiş, bir ara kötüymüş ama kendini toparlıyormuş. Bunlar X bölgesiydi, insanın keyifli halini korumak istiyorsa fazla dolaşmaması gereken bölgeler, bunu biliyorduk, aynı anda aynı şeyi düşünenlere özgü o anlık telepati kuruldu aramızda. "Eee, var mı sende yeni bir şeyler," dedi arkadaşım, sırf o X bölgesinden çıkmak için.
Reklam
Neyi, niçin yaptığımı bilmiyorum artık. Daha önce sòylemiş miydim bunu sana? Sanki söylemişim gibi geliyor. Artık neyi niçin yaptığımı gerçekten bilmiyorum. Televizyonda araya reklam girdikten sonra, ne seyrettiğimi unuttuğum oluyor. Aptal aptal kanalları geçiyorum. Bazen, buzdolabının kapısını açıyorum, ne alacağımı unutuyorum, dolabın içini şöyle bir seyrettikten sonra odaya geri dönüyorum. Bazen de elime bir kitap alıyorum, ben şimdi bunda neye bakacaktım diyorum, salak salak sayfaları karıştırıp kütüphaneye geri koyuyorum. Allah'tan daha ocağı açık unutmadım. Ev kapısını da. Galiba anahtar da kaybetmedim. Küçük lütuflar için şükretmek lazım.
-daha önce de söyledim sana, büyük ağızlar öfkeyi, sevinci, üzüntüyü, kararlılığı doğru dürüst saklayamaz, bûyük ağızlı yüzler çizgi roman yüzüdür bu anlamda-
Şu kadar yılın tecrübesiyle sabitti ki kötü ağızlar -kıskanç, cahil ve evrimini tamamlayamamış- o ne yapsa konuşacaklardı. Bazılarına yaranılamazdı, böyle bir isteği de yoktu zaten. Ortadoğu'nun en eski ünlülerinden İbn-i Zerhani'nin de yûzyıllar ònce başına geldiği gibi, milletin arasında dolaşsa hava atmak için dışarı çıktığını, yok sessiz bir yerde tek başına kalsa kibrinden fanilerin arasına inmeye tenezzül etmediğini söyleyeceklerdi.
Reklam
Bir yeri herkesçe bilinen adıyla düşünmeye başlamışsan orada mucize falan aramazsın,-diye düşündü çok sonraları-
Sonra, saat mi, gün mü, ay mı olduğunu kimsenin bilmediği zamanlar vardır, insanlar isim takmış olmak için bunlara an derler; işte onlardan biri başladı.
"Insanlar neden boğulurlar biliyor musun?" diye sordu adam. (....) "Denizin içinde böyle dimdik durmak isterler," dedi adam. "Karada olduğu gibi denizde de ayaklarının toprağa sımsıkı basmasını isterler. Kendilerinin güçlü olduğunu göstermek ister gibi ayakları sürekli toprağı arar, denizin içinde dik durmaya çalışırlar. Onlar böyle yapınca deniz kendisiyle inatlaştıklarını sanır, kavga etmek istediklerini düşünür ve hiç bakmaz, alır götürür."
"Oraya da memleketin birçok çay bahçesi gibi Çınaraltı derler, oysa arkasındaki ağaç bir meşedir. Meşealtı gerçekten o kadar kötü mü duruyordu, yoksa insanlar Çınaraltı isminde çok rahatlatıcı, güven verici bir şey, ne bileyim tanıdıklıktan gelen bir huzur mu buluyorlardı?"
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.