Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İletişimsel Eylem Kuramı

Jürgen Habermas

İletişimsel Eylem Kuramı Sözleri ve Alıntıları

İletişimsel Eylem Kuramı sözleri ve alıntılarını, İletişimsel Eylem Kuramı kitap alıntılarını, İletişimsel Eylem Kuramı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eyleyen kişi ya erk elde etmek ya da zenginlik kazanmak gibi ilgilerini izleyebilir ya da dindarlık ya da insanlık onuru gibi değerlere yaraşır olmak isteyebilir ya da coşkuları ve tutkuları yaşayarak doyuma ulaşmaya çalışabilir. Duruma özgü amaçlarla ayrıntılı olarak üzerinde çalışılan bu yararcı, değere bağlı ve de coşkusal hedefler, eyleyen öznelerin hedefe yönelik etkinlikleriyle bağlantılandırılabildikleri öznel anlamın biçimlenişleridir.
Reklam
Günümüzde “yanlış” bilincin yerine, şeyleştirme mekanizması üzerinden aydınlanmaya boyun eğen, parçalanmış bilinç geçmiştir. Yaşama evreninin sömürgeleştirilmesinin koşulları, ancak böylelikle gerçeklenmiş olmaktadır: Bağımsızlaşmış altdizgelerin buyrumları, ideolojik örtüleri kaldırıldığında, yaşama evrenine dışarıdan -sömürgeci efendilerin, bir kabile toplumuna girmeleri gibigirerler ve benzeştirmeyi dayatırlar; ama yerli kültürün dağılmış perspektifleri, metropoller ve dünya piyasası oyununa periferiden bakılabildiği sürece, koordine edilemezler.
Nazilerle sınai ve askeri destekçileri hareketlerini başlattıklarında, maddi çıkarları kendilerininkiyle özdeş olmayan kitleleri hareketlerine katmak zorundaydılar. Bunun için, sınai gelişmenin mahkum ettiği, kitlesel üretim tekniklerinin çökerttiği geri tabakalara başvurdular. Bastırılmış doğanın temsilcileri, araçsallaşmış aklın kurbanları burada köylüler, zanaatkârlar, esnaf, ev kadınları ve küçük imalatçılar arasında bulunabilirdi. Bu grupların eylemli desteği olmasaydı, Naziler iktidara gelmezdi.
Weber'e göre 'halkoylamacı önder demokrasisi” kitlelerin, önderlik eden politikacının kişiliğine bağlanmasıdır, ulaşılmak istenen hedeflerin değerine nesnel olarak inanmaları değildir. Bir seçimin sonuçlarını belirleyen, nesnel olarak koyulmuş hedefler değil, adaylığını koyan önderin kişisel karizmatik nitelikleridir.
Modern toplumlarda, yaşam düzenleri her şeyden önce gündelik yaşama ilişkin kültür varlıkları olan zenginlik ve erk; ve gündelik yaşam dışındaki varlık olan cinsel (ya da erotik olarak yüceltilmiş) aşk etrafında kristalize olur.
Reklam
Yöntemsel-rasyonel yaşam tarzının ahlaksal olarak kökleştirilmesi ölçüsünde, amaçsal rasyonel eylem yönlenimleri de bağımsızlaşırlar: Büyük örgütlenmelerin nesnelleştirilmiş ortamına uzmanca ve akıllıca bir uyum sağlama, kendi çıkarlarını yararcı bir biçimde hesaplamayla birleşir. Uzmanlık insanının yaşam tarzı, kendi kendine ve başkalarına karşı aldığı, bilişsel araçsal tutumların egemenliği altındadır. Bu sırada, etik yükümlülük, artık kişisel kurtuluştan emin olma ya da dünyevileştirilmiş bir kendini gerçekleştirme şanslarını değil, gelir elde etme ve geçimini sürdürme şansları sunan bir uğraşıya doğru kayar. Bu noktada Weber, meslek düşüncesini bir tortu olarak anmaktadır.!? Buna karşılık haz insanının yaşam tarzı, anlatımsal tutumlarla belirlenmiştir. Weber bu insan tipini, rasyonel bir yaşam tarzının dayattığı başarısızlıkların telafi edilmesi görüş açısından inceliyor. Uyarılabilir bir öznelliğin sanatsal-yaratıcı bir biçimde anlatılması, kendini estetik deneyimlere adama, cinsel ve erotik yaşantı yeteneklerinin artırılması, “manevi kurtuluşu, yani gündelik yaşamdan, her şeyden önce de kuramsal ve pratik rasyonalizmin artan baskısından kurtuluşu”! vaat eden bir yaşam tarzının odağında yer alırlar.
Elbette bir terapistin, analiz ettiği kişinin özyanılsamalarına yönelik eleştirisi, tutumları argümanların yardımıyla etkileme, yani başka birisini ikna etme çabası olarak da anlaşılabilir. Kendi arzularında ve duygularında kendini tanımayan, kendi yaşantıları hakkında yanılsamalara düşmüş bulunan hastanın anlatımsal sözcelerinin o zamana dek ayrımına varmadığı içtensizliğini analitik konuşmada, argümanlar sayesinde görmesi sağlanmalıdır.
“Entelektüeller tarafından 'rasyonel' olmaları niyetiyle yaratılmış dinsel dünya yorumları ve etikleri, tutarlı olma buyruğuna sıkı sıkıya bağlıydı. Tek tek durumlarda 'çelişki içermeme' istemine ne denli az uysalar ve rasyonel olarak türetilemeyen tavır alışları, etik postulatlarına ne denli çok ekleseler bile, ratio'nun özellikle de pratik postulatların teleolojik bir biçimde türetilmesinin etkisi, tüm bu yorum ve etiklerde bir biçimde ve çoğu zaman güçlü bir biçimde ayrımsanabilir.”
Yaşam yaşanmaya değer midir,değil midir ve ne zaman yaşanmaya değerdir?
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.