Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlimde Demokrasi Olmaz

Ahmed Yüksel Özemre

İlimde Demokrasi Olmaz Gönderileri

İlimde Demokrasi Olmaz kitaplarını, İlimde Demokrasi Olmaz sözleri ve alıntılarını, İlimde Demokrasi Olmaz yazarlarını, İlimde Demokrasi Olmaz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tövbe tövbe
Platon, Cumhûriyet isimli eserinde mûsıkî ile astronominin iki karde bilim olduklarını söyler ki, bu, Pitagor-cu geleneğe uygun bir beyândır. Nitekim Pitagor-cu geleneğe göre mûsıkîdeki âhenk göklere de yansımaktadır. İzmirli Teon'dan rivâyet olunduğuna göre, Pitagor-cular için, her biri birer nefs ve akıl sâhibi olan gezegenleri göklerde taşıyan kürelerden Ay'ınki Arz'a en yakın olanı olup, Merkür ve Venüs'ünkiler sırayla ondan sonra gelmektedirler. Güneş'i taşıyan küre dördüncü olup onu Mars ve Jüpiter'inkiler izlemekte, Satürn'ünki ise yıldızlara en yakın ve en son yedinci küreyi oluşturmaktadır. Böylelikle bu yedi semâvî küre ya da yedi kat gök, ikişer ikişer birbirlerini ayıran aralıkların, bir oktavı oluşturan seslerin aralıklarına tekabül etmeleri dolayısıyla(!) lîr ya da çenk denilen yedi telli çalgının da verdiği seslere tekabül etmektedir. Bu itibârla âlem yedi telli çenk misâli olup, Pitagor-cular için mûsıkî gamı da, aslında, kozmik bir olgu ve astronomi de semâvî bir mûsıkîden baka bir ey değildir
İlmin ana gâyesi cemiyetin ve devletin refâhı, istikrârı ve bekası değildir. İlmin ana gâyesi ilmî gerçekleri keşfetmekten ibârettir. Bunun kendine has ve çok uzun bir tahsil ve deneyim döneminden sonra öğrenilebilen, bir yolu-yordamı, bir metodolojisi, bir mantığı, bir diyalektiği, bir epistemolojisi ve bir de ahlâkı vardır. İlim adamları arasında ilmî gerçekleri keşf ve tesbit etmenin yol-yordamına, metodolojisine, mantığına, kendine özgü diyalektiğine, epistemolojisine ve ahlâkına hâkim olanların bu gerçekleri keşf ve tesbit edebilme imkân ve şansları daha fazladır.
Reklam
Hoçça ğalın
En iyisi bu adayların yalnızca ilkokul mezunu kimselerden seçilmeleridir. Hattâ eğer anayasalar imkân tanırsa, bu adayların yalnızca okuma-yazma bilmeleri, yâni ilkokulu bitirme şartının aranmaması, demokratikleşme sürecinin etkin ve istikrârlı bir biçimde sürdürülmesi anlamına dahi gelebilir; ya da bir takım akl-ı evvel bunu fütursuzca böyle reklâm etmeyi bir başka fazîlet addedebilir. Hele bu kadar demokratikleşme kim bilir diğer milletlerin nezdinde o ülkenin i'tibârını da ne biçim(!) arttıracaktır!
Üniversitede öğrenci olaylarına karışanlarla, o zaman, yaptığımız konuşmalarda bunların dünyâ görüşlerinin yirmi kadar stereotip slogan cümleye sığdığını tesbit ederek hayret etmiştik. Bu gençlerin bugün yerli intelligentsiadaki inkârcı izleyicilerinin de, aradan 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ aynı prematüre zihnî düzeyi sergilemeyi fazîlet addetmeleri ne hazindir! Bunların 1970'lerin öğrencilerinden tek farkı, daha kibar(!) ve daha bilimsel(!) bir vitrin sergilediklerine ve herkesin de bunu böylece teslim ve tasdîk etmesi gerektiğine kendilerini inandırmış olmalarıdır. Bu vehim onların hayat damarıdır. Bu vehimden uyanmak, bozgunculuklarını ve bozgunlarını idrâk etmek ise en azından şimdiki şahsiyetlerinin yok olması demektir. İşte bunun için bu takım, şahsiyetlerini besleyen can damarı mesâbesindeki itiraz ve inkâr tutkusunun tahrîk ettiği bir düzmece kültürün (bir "psödokültür'ün"), itiraz ve inkâr kültürünün, zindeliğini muhâfaza edebilmek üzere elinden geleni yapmaya devam edecektir
Ah! Eğer zengin olabilseydim, andım olsun, Bakırköy'ün malûm hastahânesine fîsebilillâh özel bir tedâvî pavyonu inşâ ettirir ve sporadik biçimde "paranoid sendrom" semptomları gösteren cümle ehl-i zırvayı içine kapattırırdım! Böyle bir tedâvî sonucu bunların tasallutundan yakasını kurtaran Türkiye de herhâlde çok daha çabuk kalkınırdı.
Sol, ayrıca, demokrasi havârisi görünür; ilimde bile demokrasi olsun ister. Ama nedense, hep, sol oligarşiden yanadır. Bir ülkeyi ancak solun idâre etmesi gerektiğine inanır ve bunun savaşını verir. Onun için, görevini dürüstlük ve dirâyetle ifâ eden bir bürokratın değeri ancak solun adamı ise vardır.