Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlk Çağlardan Günümüze Türkler Kürtler İranlılar

Egon von Eickstedt

İlk Çağlardan Günümüze Türkler Kürtler İranlılar Sözleri ve Alıntıları

İlk Çağlardan Günümüze Türkler Kürtler İranlılar sözleri ve alıntılarını, İlk Çağlardan Günümüze Türkler Kürtler İranlılar kitap alıntılarını, İlk Çağlardan Günümüze Türkler Kürtler İranlılar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kan, soy üzerinden yapılan ''üstünlük/ırkçılık'' politikaları ile yaşamı farklılıklara yaşanmaz kılan bu geleceği olmayan ''Güneş, dil, tarih" tespiti gibi resmi olan ancak bilimsel olmayan vb. şoven tespitlerin gayri insani olduğu kadar, anti-bilimsel olduğu da çok daha rahat anlaşılmaktadır.
Bir ırk ya da bir tip topluluğu kendini daha uygar gösteremez. Çünkü bütün insan grupları kendilerini ehlileştirmede ve uygarlığı yaratmada aynı potansiyele sahiptirler. Bütün insan gruplarının uygarlığı yaratmada eşit görülmelerine karşın, tek tek insana kalıtım yoluyla zeka yeteneği geçer. İnsanda kalıtımla geçen farklı zeka yeteneği, beraberinde toplumdaki farklılıkları getirir. Toplum elekten geçirildiğinde işte burada sosyal sınıflara rastlanır.
Sayfa 16 - Peri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şimdilerde Kürt halkı sistemli bir şekilde okullar ve askerlik yoluyla Türkleştirilmeye tabi tutuluyor. Kürtler ''Dağ Türkleri'' olarak adlandırılarak, halkına yabancılaştırılmak isteniyor. İran'ın işgalindeki Doğu Kürdistan'ın ve İrak'ın işgalindeki Güney Kürdistanı'nın Kürt kültürü ağır bir takip altında tutuluyor. Tabii göçebe Kürtlerin yerleşmeye geçmeleri bu kontrolü daha da kolaylaştırıyor. Bu durum doğal olarak Kürtlerin kültürel olarak erimelerine neden oluyor. Gerçek Kürtlerin biyolojik var­lığının zaman giderek azaldığını göstermektedir.
Politik üstünlüğün kurulduğu bu bölgelerde altı Med aşireti bir araya gelerek DAİAUKKU'yu (Eski Yunanca DAİOCES) (Türkçe: Dayakku) büyük han olarak seçerler. MÖ. 678 yılında Daiaukku, (Ekbatan) Hamadan'da bir güçlü kale yaptırır. Çünkü bölgenin efendisi rolündeki Asurların onları ters ters izlediğinin farkındadır. Doğaldır ki,
1293 yılında Şam'da ölen Eyubi Sultanlığı'nın kurucusu Avrupalıların ''Pırlanta Sultan '' adını taktıkları Salaheddin Yusuf İbn Eyüp bir Kürt'tür. Kurduğu bu devlet Mısır'dan Suriye'ye kadar uzanıyordu. Ayrıca 837 yılından 1849 yılına kadar yaşayan, Van Gölü'nün güney bölgelerini kaplayan
MS 1401 yılında Timur Lenk yönetimindeki Moğol ordusu Mardin'e girer. Bu yarım ayda yaşayan zengin halk, ya tamamen katledilir yada ülkelerini bırakıp kaçmak zorunda kalırlar. Bu tarihten sonra burası çölleşti . Hurrilerin yerine güneyden Bedeviler, kuzeyden ise Kürtler yerleşti. Bunlar göçebe oldukları için, ziraat yerine mera ve çayır arıyorlardı. Ermenilerin sürülmesi felaketinin ardından bu akla uyması olanaksız sınırlar çekildi. Ülke bölündü. Hem kültür, hem de ekonomik yapı nedenleriyle buradaki insan tipi değişti. Mediterranid Oriyentalid ve Doğu Anadolu tipi eski Armnenid Hurrilerin yerini aldı. Bunların kalıntılarına şurada burada Kürt ve Ermeni Toroslarında hala rastlanmaktadır. Bunlar Luschan, sonraları Oppenheim, Ariens Kappers vs. dediklerine göre, oldukça sık rastlanıldığı ve Hurrilerin yüz hatlarını gösterdikleri tiplerdir. Biz ne yazık ki Mardin'e kadar uzanabildik. Aslında bir zamanlar bir çok ırkların, halkların, dinlerin yaşadığı bu bölge bugün daha ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmaktadır.
Sayfa 42 - Peri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Petrol politikası yürüten İngiliz misyonerlerinden Douglas, Lorimer, Edmond ve arkeolog Herzfeld ile cesur Freya Stark'ın başından geçenleri insan okuyunca anlıyor. Bunların ortak yargıları oldukça olumsuz, en çok öfkelenen Edmond Lorlar için: ''Bir Lor . .. eksik siz bir domuzdur. '' der. Yine General Sir Dougias Londra'daki kraliyet coğrafyacılar toplantısında mey­dana gelen bir tartışmada, Lorlara olan öfkesini üstüne basa basa anlatır. Çünkü Sır Dougias iç gömleğine kadar soyulduk­ tan sonra uyuz bir eşeğe bindirilerek geri gönderilir.
Şamalın önemini kaybetmesi, Asur devletinin tarih sah­nesinden silinmesiyle ilişkilidir. Bilindiği gibi, Med Babil koal­isyonu Asur devletini ortadan kaldırdı. Şimdi burada dünyadan habersiz Kürtlerin yerleşik olması, doğaldır ki ataları Medlerin Şamal'ı ortadan kaldırmalarıyla ilgilidir. O halde Kürtlerin burada yaşamaları oldtıkça doğal bir olaydır.
Suret coğrafyadır
Göçebe Kürt erkekleri genellikle uzun boylu, kötü hava koşullarına dayanıklı, enerjik ve sert yüz hatlarına sahipler. Kalın çatık kaşlarının altında keskin gözleri ve onların altından fırlayan kartal burunları ile hemen dikkat çekmektedirler. Bu görünleriyle, Ermeni tipiyle Oriyental tip arasına giren İran tip­ ine girmektedirler. Her ne kadar Anadolu Kürtleri Alpinid ve Oriyental ve Ermeni tipleri gibi değişik tipler gösteriyorlarsa, Iran Kürtlerinin de Fars tipinde olduğu görünmektedirler.
Güneş Dil teorisi
Kan, soy üzerinden yapılan ''üstünlük/ırkçılık'' politikaları ile yaşamı farklılıklara yaşanmaz kılan bu geleceği olmayan ''Güneş, dil, tarih" tespiti gibi resmi olan ancak bilimsel olmayan vb. şoven tespitlerin gayri insani olduğu kadar, anti-bilimsel olduğu da çok daha rahat anlaşılmaktadır.
Sayfa 10 - Peri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tüm bu olgular, biyo-tarih açısında işgal, göç ve çatışmalı bir tarihe sahip olan "Türk, Kürt, Ermeni, Rum ya da Pers vs. halklarının Ortadoğu'da kendi sade özelliğini korumaları mümkün olmamıştır. Türkler; biraz Rumlara, Kürtlere, Farslara, Ermenilere vs. benzerken, diğerleri de pek ala bir başka tipolojiyle benzeşmiş ya da melezleşmiştir. Bu açıdan yapılan DNA testlerinde de bu durum ortaya çıkmaktadır. ''Türkiye'nin % 99'u Türktür'' derken DNA testlerinde bu durumun % 5'lerin altında seyretmesi tezi gerçek durumu yansıtmaktadır.
Sayfa 10 - Peri YayınlarıKitabı okudu
Bugün yaşayan Kürtçe, eski Medlerin konuştukları dilden gelmedir. Yoksa kimilerinin söylediği gibi eski Pers dilinden gelme değildir.
Bugün Kürdistan'ı aralarında bölüşen ülkeler ise çoktan güçlü hale gelmişlerdir. Bu suretle bir mahalli başkaldırı niteliğindeki girişimlerle sonuca gidilemez, çok sayı­ da iç parçalanma yaşayan Kürtlük hareketinin, ulusal birliğini kurmadıkça başarı olanağı az. Bu birlik ise ancak politik bir yolla sağlanabilir.
MÖ. 200'li yıllardan itibaren Turano Pontus steplerine seri halinde kuraklık geldi. Bu steplerdeki Hint Germen, Nordid kuzeyli aşiretler giüneye doğru, köylüleşen yerlilere doğru akın ettiler. Hititler, Erztırum Sivas kapısından batıya yönelip Hattilere doğru giderken, Kassitler ise Zagros dağlarının güneyine yönelerek Lulubulara doğru harekete geçtiler. Mittaniler ise, Van'ın meı·kezindeki Subartu ve Htırrilere doğru akın ettiler. Btınların arkasından da Med Pers dalgası gelecektir.
Zagros dağlarındaki biyodinamik halk hareketleri de bu suretle normal olarak kuzeybatıdan güneydoğuya doğru sıralanmıştır. Ne var ki, Zagros'a komşu halklar ise doğtı batı istikametinde enine olacak bir şekilde insan akımıyla Zagrosları geçmişlerdir. Geçişleri kolaylaştıran en önemli boğaz, Paye Taq boğazıdır. Burası yüksek yaylalardan alçak ovalara ve tersine ovalardan yüksek yaylalara geçişin en ünlü yolu olarak bilinir. Tarihi izlerle doludur bu boğaz. Her kim ki Doğu'dan Batı'ya, ya da tersine bir yol izlemek istemişse bu boğazdan geçmek zorunda kalmıştır. Burası haydut Kürtlerin elinde eskilerden beri önemli bir araç olmuştur .
Sayfa 51 - Peri YayınlarıKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.