"Müslümanın Allah yolunda savaşırken (ve vatanı uğruna ) savaşırken aldığı her yara Kıyamet gününde vurulduğu andaki gönüşüyle kan fışkırıyor gibi görünür.Rengi kan rengi ,fakat kokusu misk kokusu olarak.."
Allah 7 kişiyi kendi gölgesinden başka gölgenin olmadığı kıyamet günü arşın gölgesinde barındıracaktır, bunlardan birincisi emrinde çalışanlara adaletli davranan yönetici ikincisi rabbine ibadetle yetişen genç, üçüncüsü Allah için birbirini seven bu sevgi ile bir araya gelen bu sevgi uğruna birbirinden ayrılan iki kişi, dördüncüsü gönlü mescidlere bağlı kişi, 5'incisi güzel ve mevki sahibi bir kadın kendisini davet ettiği halde ben Allah'tan korkarım diyerek kaçan kişi, 6'sı sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek derecede gizlice sadaka veren kişi, 7'si ise gizlice Allah'ı anıp da gözleri yaşla dolup taşan kimse...
Ceyhun Nehri'nin doğu kıyısında Buhârâ'ya yakın bir yer olan Firebr (Farah) da da bir müddet kaldı. Burada kendi parasıyle hadîs okutmak üzere bir okul yaptırdı.
Buhârî'nin Hadîs Metodolojisi ilmine getirdiği en önemli yenilik, kendisinin koymuş olduğu, bir hadîsin sahih sayılabilmesi için onu rivayet eden râvilerin birbirleriyle görüşmüş ve birbirlerinden hadîs almış kişiler olması şartıdır.
Bizzat kendisi Bağdat'a sekiz kere gittiğini söylemiştir. Her gidişinde ister hadîs almak için, isterse sırf ziyaret maksadiyle olsun, Ahmed b. Hanbel'le görüşmüştür.