Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahimehullah

Kolektif

İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahimehullah Sözleri ve Alıntıları

İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahimehullah sözleri ve alıntılarını, İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahimehullah kitap alıntılarını, İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahimehullah en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kûfe'de, Hazret-i Osmân radıyallâhü anh'in -hâşâ- Yahudi olduğunu söyleyen bir adam vardı. İmâm-ı Azam Hazretleri, bu adamın yanına gelerek, "Ben kızınızı istemeye geldim." dedi. Adam, 'Kime?' diye sordu ve aralarında şu konuşma geçti. İmâm:"Kızınızı pek asil, mal cihetinden zengin, Allâhü Teâlâ'nın Kitabını bilen ve onunla amel eden, cömert, gecelerini ibadetle ihya eden ve dâima Allah korkusundan ağlayan bir kimseye istemeye geldim." dedi. Adam: "Ey Ebû Hanîfe, beni, bu saydığın meziyetlerden daha ikna edici başka bir şey olamaz." dedi. İmâm: "Lakin onda bir husûsiyet daha vardır:" dedi. Adam: "Nedir o?" diye sordu. İmâm: "Yahûdîdir!" diye cevap verdi. Adam, şaşkınlıkla: "Sübhanallah! Sen, kızımı bir Yahûdî ile mi evlendirmemi istiyorsun! Böyle şey olamaz!" dedi. İmâm: "Olmaz mı?" Adam: "Olmaz!" diye tekrar etti. Bunun üzerine İmâm-ı Azam Hazretleri: "Peki, öyleyse mahlûkâtın en hayırlısı olan Resûlullâh Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem'in, iki kızını, iki göz nûrunu bir Yahûdî ile evlendirdiğini nasıl söyleyebilirsin!" buyurdu. Adam da hatasını anlayarak: "Estağfirullah! Vallâhi hatamı anladım, bu sözümden dolayı Allahü Teâlâ'ya tevbe ederim." deyip tevbe etti."
İmâm-ı Azam Hazretleri buyurmuştur ki: "Üç hanımdan birisi beni kandırdı, birisi fakih olmama sebep oldu, diğeri de zühd ve takvâya yöneltti. Şöyle ki: Sokakta yürürken bir hanım, yol ortasındaki bir şeyi bana işaret etti. Ben, kadının dilsiz ve o şeyin de kadına ait olduğunu zannederek alıp uzatınca 'Onu muhafaza et, sahibine verirsin.' dedi. Meğer kayıp bir eşya imiş, sahibine ulaştırmak bana düştü. Bir hanım da hayza dair bir mesele sordu. Bilemediğim için bana birtakım sözler söyledi. Bu sebeple fıkıh ilmine yöneldim. Diğer bir hanım da yolda yürüdüğüm esnada yanındakilere İşte şu geçen, yatsı abdestiyle sabah namazını kılan zâttır.' dedi. Ben de bu hadiseyi bir işaret görerek yatsı abdestiyle sabah namazını kılmayı kendime âdet edindim."7
7 İbnü'n-Nüceym, el-Eşbâh ve'n-Nezâir, s. 365.
Reklam
"Fenâlığın büyüğü, vakti, faydasız geçirmektir." İmam-ı Âzam Ebû Hanife rahimehullah
İbrahim Rıfat, Meşâhir-i Ashâb-ı Güzîn, s. 123-124
İmam-ı Âzam Hazretleri Buyurdular;
Bir kimsenin ilmi,kendini Allah 'ın yasaklarından men etmiyorsa,o kimse büyük tehlikededir.
Dâvud-i Tâi Hazretleri buyurdu ki: "Nice kimse vardır ki başına gelen bir hâle sevinir. Hâlbuki o hâl onun helâkine sebep olur. Nice kimsenin başına gelen belâ onun din ve dünyasının düzelmesine bazı isteklerinin eline geçmesine sebep olur. Öyle ise kula düşen vazife ancak takdir-i ilâye râzi olmaktır."
Sayfa 102Kitabı okudu
Kendileri gibi inanmayanların ve günah işleyenlerin küfrüne hükmeden bu taife(hâriciler)İmam-ı Azam Hazretleri'ne küfründen tevbe etmesini söylemişler. İmam-ı Azam da onlara, "Ben her küfürden tevbe ediciyim." buyurmuş. İmam-ı Azam Hazretleri'nin verdiği bu cevaptan pek memnun olmayıp tekrar. - İhtimal ki sen, 'Her küfürden tevbe ediciyim.' derken, bizim mezhebimizi de küfür sayıyorsun, demişler. Bu sözlerin üzerine, İmam-ı Azam: - Siz bu fikre ne ile vardınız? diye sorunca, -Zannımız ile, demişler. - "Zannın bazısı günahtır" åyet-i kerîmesi hükmünce bu zannınız günah olmakla, inançlarınıza göre günah işlemiş ve küfre düşmüş oldunuz. Asıl siz küfrünüzden tevbe edin, buyurmuşlardır.
Reklam
İmam-ı Azam Hazretleri, bir kimse ile ilmi münazara yapıyordu. Adam bir ara ona 'Allah'tan kork ey Ebû Hanife!' dedi. Bunun üzerine İmâm-ı Azam rahimehullah durdu, biraz titredi ve başını öne eğerek buyurdu ki: "Allâhü Teâlâ, seni hayırla mükafatlandırsın! İnsanlar, söyledikleri ilim hoşlarına gittiği zaman kendilerine Allâhü Teâla'yı ve amellerini Allah rızası için yapmalarını hatırlatacak bir kimseye ne kadar da muhtaçtırlar! Ben, anlattığım her ilimden muhakkak Allâhü Teâlâ'nın suâl edeceğini bilmekteyim. Bu sebeple selâmet bulmayı arzu etmekteyim."
Kerderî, Menākıb-i İmam-ı Azam, c. 2, s. 78.
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe'nin bir mevhibe-i ilahi olan zekası o derece idi ki; daha 7 yaşında Kur'an-ı Kerim'i hıfzetmiş,15 yaşına kadar 30000 Hadis-i Şerif ezberlemiş,17 yaşında ise ictihâd mertebesine nâil olmuştur.
"İmâm-ı Âzam Hazretleri, el-Âlim ve'l- Müteallim ismimli eserinde buyurmuşlardır ki: "Amel, ilme tâbidir.İlim ile yapılan az bir amel, cehalet ile yapılan çok amelden daha hayırlıdır. Nitekim çölde yolunu bilen birinin yanındaki az bir azık, yolunu kaybeden birinin yanındaki çok azıktan kıymetlidir. Allâhü Teâlâ Hazretleri de Zümer Sûresi'nin 9. âyet-i kerîmesinde (meâlen) : 'De ki ( Habîbim) hiç , bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' buyurmuştur."
Sayfa 44 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
124 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.