İmam-ı Azam'ın İzinde
İhsan Şenocakİmam-ı Azam'ın İzinde Sözleri ve Alıntıları
İmam-ı Azam'ın İzinde sözleri ve alıntılarını, İmam-ı Azam'ın İzinde kitap alıntılarını, İmam-ı Azam'ın İzinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü Allah, kalplerde olanı bilir.
İslâm’da insanların kıymetlendirilmesinde yegâne ölçü takvadır.
“İmam-ı Azam'ın yüzüne bakıldığında Allah'tan korktuğu anlaşılırdı. Haram işleme endişesi O'nu eritir bitirirdi. Şüphe endişesiyle birçok helali terk etmişti."
''Her meselenin çözümü sadece İslam'dadır.''
Sayfa 93
Sefihler anlayamadıklarından , âlimler hasetlerinden , devlet adamları zulmü İslâm adına meşrulaştıramadıklarından O'na zulmetti..Sokaklarda millet huzurunda kırbaçlandı ; hakarete uğradı. Ders okutmasına , fetva verilmesine mani olundu. Fakat metanetinden , azminden hiçbir şey kaybetmedi...
Ebu Hanife'nin meclisinden daha bereketli ve daha faydalı bir ders halkası yoktu.
İlim O'nunla bereketlendi; yeniden irfana dönüştü.
İmam-ı Azam (r.a) geceleri uyumazdı. Namaz, dua ve yakarış ile meşgul olurdu. Kırk yıl, yatsının abdestiyle sabah namazını kıldı. (Yani uyumayarak geceleri ihya etti.)
Sayfa 29
Ebu'l Ahves O'nun vakti kıymetlendirişini anlatırken şöyle demiştir: ''Ebu Hanife'ye üç güne kadar öleceksin denseydi yaptığından daha fazla ibadet yapamazdı. Çünkü boş anı yoktu.''
Sayfa 42
İslam'da insanların kıymetlendirilmesinde
yegane ölçü takvadır. Allah Teala katında en üstün olan insan, en muttaki olan kuldur.
Sayfa 22
"Kim kendini Allah'ın dinine adarsa Allah Teâlâ da onu endişe duyduğu şeylerden korur ve hesap etmediği yerden onun rızkını karşılar."
Asrın tanıkları, Ebu Hanife kadar cömert başka biriyle karşılaşmadıklarını söylerler.
O sadece avamın değil müçtehitlerinde imamıydı.
Aklı, İslâm'ın tayin ettiği ölçüler çerçevesinde kullanması ile dikkat çeken Ebu Hanife (r.a.) münazaralara katılmak üzere 20 küsur defa Basra'ya gitti.¹⁷² Hazır bulunduğu münazaralarda şartlar ne olursa olsun O, İslâmi ölçülerin dışına çıkmazdı. Muhatabını rencide etmez, hakkın ortaya çıkması için gayret gösterirdi. Kendisine hakaret edenlere karşı dahi asil duruşunu bozmazdı. Bir defasında münazara yaptığı bir kişi kendisine "Ey bid'atçi, Ey zındık!" diye hitap etti. O ise adama şöyle karşılık verdi: "Allah Teâla seni affetsin. O, iddia ettiğin gibi olmadığımı biliyor. Zira tanıdığımdan beri bir an dahi O'nu (c.c.) terk etmedim. Sadece Rabbim'in mağfiretini umarım. Yalnız O'nun (c.c.) azabından korkarım." -Azap kelimesini telaffuz ederken gözlerinden yaşlar boşandı.-
İfadeler karşısında sarsılan adam, Ebu Hanife'ye: "Söylediklerimden dolayı beni bağışla, bana hakkını helal et." diye ricada bulundu. O şöyle karşılık verdi: "Cahillerden kim hakkımda hoş olmayan şeyler söylerse onlara hakkım helal olsun. Fakat hakkımda olumsuz yargıda bulunan kişiler ulemadan olurlarsa onları mazur görmüyorum. Darlıkta kalsınlar. Zira âlimlerin yaptıkları gıybet kişinin ardında kalıcı iz bırakır."¹⁷³
Sayfa 104 - ¹⁷² Ahmed Emin, a.g.e., II, 139. ¹⁷³ İbn Hacer el-Mekki, a.g.e., s. 40; Ebu Zehre, a.g.e., s.53.Kitabı okudu
Ahirette verilecek cezadansa dünyadaki ezayı tercih et.