Psikolojide mor; aşkı ve boyun eğmeyi, birleşme, onaylanma, sevilen varlıkla özdeşleşme, şefkat gereksinimini yansıtır. Nostaljiyi, anıları, kendini adayışı ve tutkuyu anıştırdığı da düşünülür.
Politik bir kişiliğin imgesini ortadan kaldırmak, simgesel açıdan kendisini yok etmek gibi duyumsanır. Çünkü ortadan kaldırılan imgeler, temsil ettikleri kişiyle birlikte tüm politik düşünceleri de simgeler.
(...) politikacılar da kendilerini benimsetmek, güven kazanmak için imgelerini yaymayı yeğler. Böylece politikacılar televizyon yıldızı durumuna gelirken televizyon haber bültenleri de televizyon dizisine dönüşür.
Gerçekte çalışmaların, tartışmasız ortaya koyduğu olgu, ekranda tanıklık edilen şiddetin, doğrudan şiddete yöneltmekten çok, izleyiciyi korkaklığa ve güvensizliği sürüklediğidir. Şiddet imgeleri, evrenin karamsar ve tehlikeli bir tasarımını sunar.
Genelde eski insanların mağaralarda yaşadıklarına inanılır; oysa gerçekte mağaralar insanların yaşam alanları değil, gerçek tapınaklarıdır. Karanlık, biraz korkutucu, erişimi güç yerlerdir, burada yaşamaktan çok, kimi zaman gizli ayinler, kutsal törenler düzenledikleri düşünülmektedir. Resimlere araştırmacıların günümüzde bile zor ulaşabildiği yerlerde, dar koridorlardan geçildikten sonra, mağaraların en derin yerlerinde rastlanır. Bu da mağaralardaki resimlerin bir iletişim aracı ya da süs değil, gizli bir ayinin izleri olduğunu kanıtlar.