Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1856-1914

İmparatorluklar Arası Türkler

James H. Meyer

İmparatorluklar Arası Türkler Gönderileri

İmparatorluklar Arası Türkler kitaplarını, İmparatorluklar Arası Türkler sözleri ve alıntılarını, İmparatorluklar Arası Türkler yazarlarını, İmparatorluklar Arası Türkler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir rüya kadar büyük, bir dünya kadar mühim olan Türk dünyasının halihazırdaki sınırlarını çizmek kadar zor birşey yoktur. Asya'nın kalbindeki Türkistan'ın Altay Dağları'ndan gelen Türk halkı pek çok defalar ve farklı zamanlarda bu rüya seline kapılmış ve doğu, batı, kuzey, güney, yeryüzünün dört bir köşesine dağılmıştır. Ahmet Ağaoğlu
Sayfa 179 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Fikrin arkasında artık belli bir paranın olmasıyla, Pan-Türkçülük nihayet başarı yolunda ilk adımlarını attı. Yusuf Akçura 18 Ağustos 1911'de Ahmet Ağaoğlu, Ali Hüseyinzade ve başka birkaç kişiyle birlikte Türk Yurdu Cemiyeti'ni kurdu. Basın bildirisinde, örgütün amacı Türk Yurdu adında yeni bir dergi yayımlamak olarak açıklanmıştı. İlk sayısı 20 Kasım'da çıkan Türk Yurdu, Gasprinskiy'in imparatorluklar arası Türkçe bir yayın hayalinin nihayet gerçekleşmesini temsil ediyordu. Dünya Türklerini fiziken birleştirmeye yönelik bir plan söz konusu değildi, ama gene de derginin kuruluşu son derece siyasi bir girişimdi. Gasprinskiy, şimdi de Akçura, sınırlar ötesi Türkçe bir basın piyasası geliştirmeyi amaçlıyorlardı.
Sayfa 175 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk Yurdu için para Rusya'dan gelmişti. Rusya'da ceditçilik davasına uzun süre destek olan Orenburglu tüccar ve hayırsever Mahmut Bey Hüseyiniov 1910'da vefat etmişti. Ölmeden önce, İstanbul'daki Rusya'lı Müslüman cemaate 10.000 altın ruble verilmesini vasiyet etmişti. Paranın Osmanlı İmparatorluğu'na Rusya'dan gelen Müslüman bir hacı tarafından sokulduğu söyleniyordu. Hacı, Mekke ve Hicaz'a giderken parayı İstanbul'a bırakmıştı. Bağış iki amaçla kullanılacaktı: Rusya doğumlu Müslümanlar için bir yurdun inşa edilmesi ve Rusya Müslümanlarıyla ilgili yayın yapan bir derginin kurulması. Türk Yurdu doğmuştu.
Sayfa 174 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İstanbul'da Osmanlı ve Rusya Türklerinin birlikte bir örgüt oluşturmasına yönelik ilk çabalar 1908'de Türk Derneği'nin kurulmasıyla sonuçlandı. Dernek 1911-1912 yıllarında toplam 7 sayı basılan, gene Türk Derneği adında bir dergi de çıkardı. Dernek kapandığında, düzenli olarak aidat ödeyen 63 üyesi vardı.
Sayfa 173 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
................................................... Bakü'nün de kendi hayırseverleri ve kültürel nüfus sahipleri vardı. Orenburg'da ki Hüseyinov biraderler gibi, Bakülü Zeynelabidin Tağıyev'de yoksul bir aileden geliyordu. 1970'lerin sonunda, sahibi olduğu topraklarda petrol çıkmasının ardından inşaat sanayisinde başarılı olmuştu. Birdenbire Kafkasya'da ki en varlıklı kişilerden biri durumuna gelen Tağıyev, bölgede çeşitli hayır ve eğitim projelerine mali destek sağlamaya başladı. 1880 yılına gelindiğinde, Müslümanlarla ilgili konulara odaklanan Rusça Kaspiy gazetesini finanse ediyordu. 1901'de Bakü'de kızlar için bir usul-i cedid okulu açtı. Tağıyev, 1905'ten sonra, Ahmet Ağaoğlu'nun başyazarlığını yaptığı Türkçe Hayat gazetesini de finanse etmeye başladı.
Sayfa 132Kitabı okudu
Cedid eğitimin yayılmasının arkasındaki simalar kimlerdi? ..................................................... Bu isimlerin başında Orenburglu Hüseyinov biraderler geliyordu. Ahmet Hüseyinov (1839-1932) ile kardeşleri Mahmut (1839-1910) ve Gani (1839-1902) 2. bölümde tartıştığımız taşralı ileri gelen ailelerden farklı kişilerdi. Apaneyevlerin, Galiyevlerin ve Yunusovların tersine Hüseyinovlar yoksulluktan geliyorlardı. İşe sokaklarda hurda satarak başlamış, Moskova ile Rusya'nın Orta Asya'da ki yeni kolonisi Türkistan arasındaki ticareti yöneterek büyük bir servet edinmişlerdi. Artık milyoner oldukları 1880'lerden itibaren de hayır işlerine giderek daha fazla ağırlık vererek işlerinin yönetimini profesyonellere bırakmışlardı. Kazan'da, Ufa'da, Orenburg'da ve Orta Rusya'nın başka yerlerinde altmışın üzerinde okul ve caminin inşasını finanse ederek efsaneleşmişlerdi. Hüseyinov biraderler, en son 1909'da olmak üzere, zaman zaman nakit sıkıntısı çeken Orenburg Ruhani Meclisi'ne finansman sağlamak için devreye de girmişlerdi. Mahmut'un 1910'da ölmesinden sonra, vasiyeti uyarınca Türk Yurdu'nun kuruluşu ve İstanbul'da bir öğrenci yurdunun inşaatı finanse edilecekti.
Sayfa 128 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ceditçilik" ve "cedidler" başta eğitim olmak üzere kültürel reformları destekleyen Müslümanları betimlemek için kullanılan terimlerken, bu reformların muhalifleri genellikle "kadimler" olarak anılıyordu. "Kadimcilik" genellikle, ceditçilik benzeri bütünlüklü bir entelektüel ideoloji yada "kamp" gibi sunulur. Oysa, "kadimler" sadece ceditlerin muhalifleriydi ve ceditçi projelere karşı muhalefetleri kendi içinde farklılıklar gösterme eğilimindeydi. Nitekim, ceditçiliğe karşı olanlar kendilerini nadiren "kadim" olarak betimlemişlerdir. "Kadimler" ve "kadimcilik" çoğunlukla, "cedidçilerin" geleneksel eğitimi destekleyenlere karşı kullandığı sövgü sözcükleriydi.
Sayfa 119 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İsmail Gasprinskiy 19. yüzyıl sonunda bütün Rusya'da en tanınan ceditçiydi. Sadece insanları okuma, yazma öğretmek suretiyle eğitme usulünü değil, Rusya'da Müslüman eğitim kültürünün tamamını değiştirmek istiyordu.
Sayfa 120 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gasprinskiy, Akçura ve Ağaoğlu, hepsi imparatorluklar arası bağlamda yetiştiler. Bu bakımdan hayatları, sınırı geçen çok daha büyük nüfusla koşutluklar taşır. Rusya'lı Müslüman reformcuların en tanınmışı olan Gasprinskiy'in yetişme yılları yıkımın ertesine rastladı. 1851'de Avcıköy'de doğan Gasprinskiy, Kırım Savaşı sırasında ailesiyle birlikte yer değiştirmeye mecbur edildi. Yaşanan yıkım, kayıplar ve nüfustaki azalma, Gasprinskiy'in çocukluğunun içinde geçtiği ortamı oluşturdu. Ama delikanlı yaşında gözünü yurtdışına çevirdi. Anlaşılan bu, anne-babasının da teşvik ettiği bir yoldu. İleride Müslüman göçüne karşı kampanya yürütecek olan geleceğin aktivisti, gençliğinin büyük bölümünü memleketinden uzaklaşmaya çalışmakla geçirdi. Kimse Gasprinskiy'in Kırım'da kalmasını beklemiyordu, zaten o da kalmayacaktı. Gasprinskiy'in doğduğu savaş öncesi yıllarda karşılaştırıldığında, her üç Müslümandan ikisi Kırım'dan gitmişti. Köyler birdenbire ve tamamen boşalmıştı. Sakinleri savaştan sonra Osmanlı İmparatorluğu'na gitmek üzere yola çıkmıştı. Gidenlerden bazıları sonunda Kırım'a geri dönecekti, ama çoğu dönmeyecekti. Bu kadar çok insanın ortadan kaybolmasının kalan nüfus üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu. Okullar ve camiler boş duruyordu. Sürekli azalan bir nüfusla, böyle bir yerde çok az gelecek olduğu görülüyordu.
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1912 yılı başladığında, Yusuf Akçura İstanbul'da, kendi şekillendirdiği Türki dünyanın merkezinde yaşıyordu. Bundan dört yıl önce, Rusya'nın gergin siyasi ortamını geride bırakıp yeni bir hayat kurmak üzere Osmanlı başkentine gelmişti. 1905 Devrimi'nin çalkantılı günlerinde Müslümanlar arasında gelişen büyük siyasi hareketin kilit simalarından olan Akçura, vaktiyle Rusya'daki en tanınmış Müslüman siyasi liderlerden biriydi. Ama şimdi sürgünde bir entelektüel hayatı sürmek üzere İstanbul'a yerleşiyordu. Rusya'da iken başlıca kaygısı siyasi değişimken, İstanbul'da odak noktası Türk dünyası olacaktı. Cemaat aktivisti, serbest çalışan bir kimlikçi haline gelmişti.
Sayfa 1 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu