İnsan İnsana Şifadır
Mahmut Bıyıklıİnsan İnsana Şifadır Gönderileri
İnsan İnsana Şifadır kitaplarını, İnsan İnsana Şifadır sözleri ve alıntılarını, İnsan İnsana Şifadır yazarlarını, İnsan İnsana Şifadır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Zorluk kolaylığı çeker
'Bir iş dıyk oldukta celb eder. (Bir iş en daraldığı anda genişler.)
'Meşekkat teysîri celb eder. ( Zorluk kolaylığı çeker. )
'Kim bir şeyi vaktinden evvel isti'cal eyler ise mahrumiyetle muâteb olur. (Bir işin vaktinden önce olması için acele eden, o işin olamamsıyla cezalandırılır. )
Sevginin en belirgin görüntüsü ise, kendindeki nimeti başkalarıyla paylaşmaktır.
Sayfa 25 - MetaformozyayıncılıkKitabı okuyor
"Siz Allah için yaşarsanız Allah sizi insanların gönlünde yaşatır."
Sayfa 18 - MetaformozyayıncılıkKitabı okuyor
Yüreğinin türküsüne katılmıyor insanlar.
Kimse metnin dışına çıkmıyor, derin nefes almıyor. Oysa ki aşk, her çağda kendisi için bir şeyler yapmamızı bekler bizden. Bir yoksulu doyurmayı, bir garibi giydirmeyi, bir yetimi sevindirmeyi ister. Tanımadığın birine iyi günler dilemeni arzular.
Osman Akkuşak
İnsanların bir yere yetişmek için koşturduğu, oturup başkalarının halini bile sormaya vakit bulamadığı bu garip hız çağında, sözü ve sohbeti dinlenen, dizinin dibinde güven içerisinde deryalara dalacağınız naif bir muhabbet adamıdır o.
Haluk Nurbaki hoca şöyle diyordu;
Bilim bir 'kül'dür, her tezahürü, ilahi kudretin bir yansımasıdır. Dînî olan ve olmayan bilim ayrımına gitmek bir hatadır. Bilim, topyekün anlamda, birbirine ilahi aşk sırrıyla bağlanmış, farklı zamanlarda, farklı fazlarda kendini gösteren, kimi zaman bir atomun çekirdeğinde izlenebilen, kimi zaman gök cismlerinin çekim gücünde ortaya çıkan ilâhi bir sanattır.
Ümit
"Rabbim ilmimi arttır" kutlu kelamını yorumlayan büyük alimler, buradaki peygamberlere has ilmin "ümitlilik ilmi" olduğunu söylüyorlar. İnsan alemde ümit ettiği müddetçe yaşayabiliyor. Diriliş müjdeleri hep ümide açılan birkaç kapısı birden bulunan yüreklerden geliyor.
Hayatımızı saman tadında, lezzetsiz an parçacıklarına dönüştüren şey, "hayret duygusu" nun kaybedilişidir, diyor derin iç hastalıklarının doygun ruhlu uzmanları. Bu teşhisi çok önemsiyor kalbim. Göklerle gelen şaka ve sürprizlere hayretle mukabele etmeyi unutalı beri, sarmal ilahi neşeden de payımızı alamıyoruz yeterince. Var olmanın dayanılmaz cilveleri okşamıyor gönlümüzü. Tebessümlerimize sinmiyor "hikmetli olan" ın önce kabul edilip sonra anlaşılan ince dokunuşları... Eskilerde "hayret" azim bir makam iken, şimdilerde hiçbir şeye şaşıracak kadar dinginliği olmayan bir kanıksamışlık hüküm sürüyor adeta yetim ruhumuzda.
"İnsanın aşksızlıktan ağır ağır öldüğü bir dünyada yaşıyoruz...
Yüreğinin türküsüne katılmıyor insanlar.
Kimse metnin dışına çıkmıyor, derin nefes almıyor.
Oysaki aşk, her çağda kendisi için bir şeyler yapmamızı bekler bizden. Bir yoksulu doyurmayı, bir garibi giydirmeyi, bir yetimi sevindirmeyi ister..."
Biz, birbirini görmeden duymadan seven insanlar medeniyetiyiz. Görünmeyen ama hissedilen, beyaz, saf bir ışıktan yapılmış sevgi bağlarıyla bağlıyız sevdiklerimize. Ruhlarımıza üflenmiş aynı nefhanın sıkı sıkıya bağladığı yaratana dost, yaratılana dost insan güzelliklerinin varisiyiz. Kendine maymundan cetler biçen sahte bir insanlık coğrafyasında, ölümleri alemin ölümü anlamına gelen hak aşıkları, bize birer peygamberzade olduğumuzu hatırlatıyor sürekli, titremesin diye kemiklerimiz. Böylesine talihli bir ümmetiz biz. Onlarla çoğalıyor, onlarla onarılıyor ruhumuz.
Her devirde insanın insana şifa olduğunu nezih bir şekilde gösteren insanlar yaşamıştır.
Bu insanlarla tanışmak da görüşmek de nasip meselesidir.
Sezai Karakoç'un da ifade ettiği gibi; "Her hareket bir kişinin ayağa kalkmasıyla başlar."