İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney Gönderileri
İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney kitaplarını, İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney sözleri ve alıntılarını, İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney yazarlarını, İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anladım ki, o günler, mahkumların kendi yetiştirdikleri bazı şeylere bile el sürmeleri yasaktı. Bu nasıl bir korkuydu ki, insanları bu denli sarsıyordu. Oysa bu arkadaş, bildiğim kadarıyla İran - Türkiye sınırında kaçakçılık yapan biriydi. Uzun bir süre dağlarda kaçak gezmişti. Ölümü göze alarak sınırları geçen adam, şimdi, bir demet kırmızı turpu merkeze kadar götüremiyordu.İşte bu, insanın içine kadar işlemiş baskının ifadesiydi. Bir demet kırmızı turp götürmekten korkan arkadaş benim için bir hikaye hazinesiydi. Seyit Ali Fırat' a temel olan hikayeleri bu arkadaştan derledim.
Her ülkenin cezaevleri, bir açıdan o ülkenin aynasıdır da. Oralarda, toplumsal, ekonomik, siyasal, ruhsal nedenlerin bir araya getirdiği insanlar, iradelerinden bağımsız olarak bir arada yaşarlar. Cezaevi gerçeği, her ülkenin kendi gerçeğini bir parçasıdır. Objektif bir gözle bu gerçeğe yaklaşmak, bu gerçeği sinemalaştırmak, sansür koşullarımızı, elimizdeki sanatsal - tekniksel insan malzemesini, mali olanaklarımız hesaba katınca mümkün değildi. Yapamazdık, yazdıklarımız kağıt üzerinde kalmaya mahkumdu. O halde akılcı bir seçme yapmak, olabilirliği seçerek, sansür duvarına takılmayacak bir tasarıdan yola çıkmak gerekiyordu. Böylesi bir tutum, özgürce yaratıcı çalışmayı bir bakıma rafa kaldırmak, ödün vermekti. Gelgelelim başka çaremiz yoktu.
Yoksul köylüler içinde doğup büyümek özellikle de ezilen bir ulusun, Kürt ulusunun bir parçası olmak görüşlerimi etkiledi. Ve bu etki beni bir şeyler aramaya itti.
Eğer bir ülkede açık biçimde sınıf mücadelesi yürütülmüyorsa, yapılan şeylerin sözün, yazının, demokratik eylemin karşısına, zor getiriliyorsa, burda yapılması gereken şey, zorun örgütlenmesidir.
Hayat pahalılığına yol açan, halkı açlığa ve yokluğa boğan krizler içinden, halkın omzuna basarak kurtulmaya çalışırken, halkın ezilmesini hedefleyen baskı önlemlerini hayata geçirirken de, utanmadan halkın çıkarlarından söz edilir.
Tarihin şaşmaz akışına ters düşmek, gericiliğe farkına varmadan bile olsa hizmet, ideolojik gaflet, halka ve insanlığa ihanet anlamı taşıyan ve özenle sakınmamız gereken yanlışlıklardır.