İnsan, kendi hayatını yaşarken zihninin bir tarafında, hayatındaki en değerli şeyin ne olduğunu arar durur. Önce anne-babasını, en değerlisi olarak görür ve var gücü ile onlara sarılır. Sonra arkadaşları olur, onları hayatının en değerlileri yerine koyar. Arkasından iş hayatı gelir, en değerlisi o olur, evlenir, çocukları… Dünyayı yaşamak istediğinde nefsinin istedikleri ön plana çıkar.
Ömür devam ettikçe arayış da devam eder. Ta ki gerçekten en değerli olanın, kendisine verilen “aziz olan ömür nimetini” anlayana kadar.
Ömür nimetini anladığında insan, onu layık olduğu şekilde, en mühim olana vakfetmek ister. Kurban günlerini yaşadığımız Ağustos ayının ilk günlerinde, hayatı en mühim olana vakfetmenin manası daha iyi anlaşılıyor.
“Dünya’nın En Büyük Kurban Organizasyonları” başlıklı dosya çalışması, ömürlerini, layık olana vakfetme çabasında olan Müslümanların varlığının geniş bir coğrafyaya yayıldığını hatırlattı bizlere. Mekke-i Mükkereme ve İstanbul’daki kurban organizasyonlarının detayları dikkat çekici. Daha da dikkat çekici olanını, Pakistan, Kazakistan, Somali ve Endonezya’da kurban öncesinde ve bayram günlerinde yaşananları anlatan yazıları okuduğunuzda görebileceksiniz.
“Kurbandan Kurbiyete Âdetler” ve Afrika Günlükleri bölümünde “Hasret ve Vuslat” yazılarını okurken, zihninizin bir köşesinde, hayatın en değerlisini arayan insanlar bulunsun. Sizin verdiğiniz anlama mücadelesinin aynısını, Isparta’da Arife Günü ‘ısıcak’ yapan hemşerilerimiz de veriyor. Senegal’den otobüsle Moritanya, Cezayir, Libya üzerinden Batı Sahra yönünde gidip Mısır’daki kafileye katılarak hacı olmaya çalışan Afrikalı Müslümanlar da aynı şeyi arıyor.
“Dinle Reçel, Çilekten”, “Küçük Siyah Mürekkep Lekesi”, “Ceviz Medeniyeti”, “Kör Kuyulardan En-derûna İnmek” ve “Gerçek Ben ve İdeal Ben” yazılarının hepsinin özünde, daha güzel olanı ve hayatın içinde elzem olanı arayış var.
Bu ay SÜZGEÇ bölümünde Karadeniz’in kendine has şehri Giresun anlatıldı. Giresun yağlısı fındığı, çayı, adası, kümbet yaylası ve Yedi Değirmenleri ile sizlerin, okuma keyfinizi tamamlayacak bir yazı oldu.
“Yaprak, Dalında mı Güzeldir Solunca mı Güzeldir?” başlığı ile bu ay Genç Hayat ekinde neler yok ki. Klişeleri Yıkıyoruz’da “El Âlem Ne Demez!”, Değerli Genç’te “Büyük İskender İle İhtiyar”, Güler misin Anlar mısın’da “Madem”, Siyah Beyaz’da “Özlem” seri hikaye “Fikri Çok’un Sergüzeştleri-1” başlıklı yazılar, siz değerli okurlarını bekliyor.
İnsan olarak en değerliyi bulma yolculuğunuzda, arayışınıza katkı sağlayacak yeni sayılarda buluşmak ümidiyle…
Kurban Bayramınızı tebrik eder, sıhhatli ömürler dileriz...
