İnsanın canlılığını sağlayan aslında, en küçük parçası olan ve sürekli kendini yenileyen hücreler. Miadını dolduran hücreler yerlerine yenilerini bırakarak vücudumuzu terk ediyor.
Genlerimiz hücrelerin bölünüp çoğalmasını sağlarken, bazı genler de aşırı hücre oluşmasını engelliyor. Zaten kanser de aşırı hücre üremesinin engellenememesine, yıkımdan çok yapımın olmasına verilen addır.
Beslenme, çevre kirliliği, gıda katkı maddeleri, radyasyon, sigara ve çeşitli toksinler yaptıkları hasarlarla genlerimizin düzgün çalışmasını bozuyorlar. Bu bozulma kritik seviyeye ulaşınca normal hücreler genlerin kontrolünden çıkarak kanserli hücrelere dönüşüyorlar.
Yakınlarda Mısır’da yapılan bir araştırmada yüzlerce mumya incelenmiş ve sadece birinde kansere rastlanmış. Bu da gösteriyor ki devası henüz modern tıpta keşfedilemeyen kanser hastalığı çağımızın değişen beslenme ve diğer çevre faktörleri ile yakından alakalı.
Dergide bu ay kapak konusu olarak sindirim sistemimizi işledik. Kanserle yakından alakalı bir konu. Çünkü kanser vakalarının %80’i beslenme ile alakalı. Mide, karaciğer, kalın bağırsak, ince bağırsak, kan (lösemi), cilt, anal kanal kanserlerinin tamamına yakını beslenme ile yakından ilişkili.
Bu kanser hastalıkları sağlıklı beslenen insanlarda nadiren görünüyor. Kısacası artık yeme içme ve diğer sindirim meselelerine bir el atmak gerekiyor. İşte bu yüzden bu konu ile alakalı yine dolu dolu bir sayı hazırlamaya çalıştık. Derginizle beraber bulacağınız “Annemin İftar Sofrası” eki yine bu bağlamda doğal beslenme ile alakalı dolu dolu bir ek oldu.
“İnsan ve Hayat Kitaplığı” kapsamında, pek yakında sizlere ulaşacak olan “Annem Olsa Ne Pişirirdi?” isimli yemek kitabımızın müjdesini buradan iletirken, mevsimine göre beslenme kitabından kısa bir iktibas olan bu ayki eki de beğeneceğinizi ümit ediyoruz.
