Irk kavramı biyolojik araştırmaları, yıllar boyunca yürümeyen bir şemanın içine yerleştirdi ve araştırmaların ilerlemesini geciktirdi. Alternatifi mevcut, bu gayet açık ve o alternatif, aramızdaki farklılıkların kısmen genetik faktörlerden geliyor olmasında, kısmen de çevresel veya kültürel ortamdan kaynaklanmasında ve bunların esas olarak kişiler arasındaki farklılıklar olduğunu, aralarında bariyerlerle ayrılmış ırk grupları arasında ise böyle bir farkın olmadığını görebilmekte.
Bir noktada ırk sınıflandırmasının ezoterik bir egzersiz olmaya evrildiği açıktır. Darwin bunun farkına varmıştı ve kendi tipik ihtiyatlı alaycılığıyla şöyle demişti: "İnsan herhangi başka bir hayvandan daha çok araştırılmıştır, buna rağmen uzmanların birbirinden en farklı görüşlere sahip olduğu konudur."
Irk, natüralistlerin, antropologların ve genetikçilerin insanlararası farklılıklara tuttukları saptırıcı bir mercektir. Ta ki bu mercekle bakınca görülen hiçbir şeyin anlaşılamayacağı ispatlanana kadar.
Özetle, aramızdaki farklılıkların biyolojik temellerini anlamak istiyorsak, ırk kavramınıngereksiz ve zarar verici olduğu giderek daha aşikar hale geliyor.
İnsanın ırklara göre sınıflandırılması hiçbir toplumsal değer taşımaz ve insanlar arasındaki sosyal ve insani ilişkiler üzerinde açıkça yıkıcı bir etki yapar.