Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış

Kolektif

İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış Gönderileri

İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış kitaplarını, İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış sözleri ve alıntılarını, İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış yazarlarını, İşe Giderken Köprüden Önce Son Çıkış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizler farkında değilizdir ama inandığımız şeyler bir süre sonra bizlerin gerçeği olur.
Hayat bir bedel ve karşılığı üzerine kuruludur. Bedel ödeyen her zaman güçlenir hayatta. ... İnsanlar çoğu zaman bedeli; ödenmesi gereken parasal değer olarak algılayabilir. Ancak, bir hedef için bizden çıkan her şey demektir, bedel.
Reklam
İnsanın neye, ne kadar sahip olduğu değil, sahip olduğu ya da olmadığı şeye ne anlam yüklediğidir önemli olan.
Her şey başladığı yere döner ama ilk başladığı hâli gibi değildir.
Hayatta neyi ertelersen o büyür. Acını da, hazzını da ertelersen büyür.
Belirsizliğin ortadan kalkması önemlidir. Çünkü belirsizliğin ve karışıklığın olduğu yerlerde, insanın doğru kararlar verebilmesi, gerçek ve sahteyi ayırt edebilmesi zordur.
Reklam
Epistemoloji, kavram bilimi demektir. Kavramların anlamlarını bilmek, belirsizliği ortadan kaldırır. Çünkü insanlar duydukları kavramları, bildiğini zanneder. Gerçek anlamını bilmeden kavramları kullanırlar. Oysa bir şeyi tanımlamadan geliştiremeyiz. Pek çok kavramı duymuşuzdur ama gerçekten ne demek bilmeyiz. Gerçek anlamlari bilmediğimizden, aşkla sevgiyi, özgürlükle asiliği, bağlılıkla bağımlılığı, azimle hırsı birbirine karıştırırız.
. … Sahip olduklarımızın bizlere faydalı olabilmesi ve sahip olduklarımızla tatmin olabilmemizin sırrı, “üretimimizin her zaman tüketimimizden daha fazla olması”ndaki soyut yasadaki gizlidir.
İnsanoğlunun ihtiyaçlarının ötesinde çok çeşitli istekleri vardır.Ulaştığında mutlu ve başarılı olacağını zannettiği şeyler için bir ömür boyu çabalar durur. Çoğu zamansa, o şeylere ulaştığında, o kadar da mutlu olamadığını fark eder.Çünkü gerçekle sahteyi ayırt etmekte zorlanır.
Hayat tıpkı bir bilgisayar oyunu gibidir. Her oyunun kendi içinde kuralları vardır. Bu kurallara uyan bir üst seviyeye geçer. O seviyeleri geçebilmek ancak kuralları uygulamakla olur. Her oyunun bir senaryosu ve bir senaristi vardır. Her oyunun başrol oyuncusu da kendisidir insanın. Oyundadır insan ve o oyun sadece kendi oyunudur. Bu oyunun içinde küçük küçük başka oyunlar da olur. Yaşadıkça da oyun hiç bitmez. Bitti zanneder insan ama oyun bitmez. Biterse ya hayat bitmiştir, ya da oyunu zaten kaybetmiştir.
Reklam
Ego bir şeyin yokluğuna tahammül edebilir ama azlığına asla tahammül edemez.
Hayat insana mesajlar verir durmadan, tesadüf sanır insan ama hayatta tesadüf yoktur. Tesadüf; başıboş olaylar bütünüdür. Hayatta hiçbir olay başıboş değildir. Her şey sebep-sonuç ilişkisi içerisinde, soyut ve somut yasalara göre, bir düzen içerisinde gelişir.
İnsanlar hayatta olumsuz olaylarla karşılaştığında zorlanırlar. Sebepleri bulabilmek için iki şeye bakarlar; ya iç dünyalarına ya da dış dünyalarına. İç dünyalarında kendi hataları ile yüzleşmek vardır, acı verir ama gerçektir. Dış dünyada ise kendileri hariç herkes vardır, sahtedir ve acı vermez. Bizler her zaman kolay olanı, acı vermeyini seçeriz.
Bütün mesele bu :
Mutlulukla zevki ayırt etmek zordur.
Sayfa 262 - Deneyimsel Tasarım Öğretisi YayıneviKitabı okudu
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.