Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsimle Ateş Arasında

Nazan Bekiroğlu

Öne Çıkan İsimle Ateş Arasında Gönderileri

Öne Çıkan İsimle Ateş Arasında kitaplarını, öne çıkan İsimle Ateş Arasında sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İsimle Ateş Arasında yazarlarını, öne çıkan İsimle Ateş Arasında yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü duaydı isim, isimden sahibine hisse vardı.
“Duaydı isim, isimden sahibine hisse vardı.”
Reklam
Oysa Avrupa, başlangıçta ayak uydurmamızın söz konusu bile edilemeyeceği kadar arkadaydı. Bir gün ona ayak uydurmamız gerektiğini fark ettiğimizde ise yetişemeyeceğimiz kadar yol almıştı.
Sayfa 201
Hep vardı da adını yeni konuluyordu.
Sayfa 22
“Ufalanan buhur tanesini ateşe attı. Gül tam bağrından yandı. Buhurun, güzel kokusunu salması için ateşe atılması gerektiğini gördüm. Ateş kızıl. Buhur siyah. Duman bir âh kıvrımı. Bir duanın ağırlığı. Görmediğim ülkeleri, iki denizin tam birleştiği yerde kurulmuş, bol tapınaklı yitik kentleri gördüm.”
Sayfa 21 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İsimle Ateş Arasında
Sebepleri önce yazan sonra yaratan Tanrı, Adem'e önce isimleri öğretmişti de hayatları sonradan vermişti. Ki Adem bildiği isimlerle meleklere üstün kılındı, bir sürgünün ardından onlarla tevbe kıldı, onlarla secde kıldı. İsimleri, varlıkları beyanındaydı çünkü. İsim hayattan evveldi. İsim sebepti. İsim her şeydi.
Sayfa 9 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
..ve ne için yaratıldığımın bilgisine duyduğum güvenle, ne gün öleceğime dair merakı hepten arkamda bıraktım. Fikrimi de aklımı da yalnızca ona devrettim.İlle de o! Yalnızca o! Evvelen o! Ahiren o,dedim!
Sayfa 30
Orta Camiinin ibrişim seccadeleri tanıktı, düzenli olarak namaz kılardık. İçki içmez, iş tutmazdık Kışla dışında yatmazdık. Emekli oluncaya kadar, yani ki delikanlılığımızın en harlı çağında, yasaktı sonsuz disipline sahip olması gaye edilerek kurulmuş her asker ocağında olduğu gibi, evlenmezdik. Tanımazdık bir kadın ruhunun erkek ruhuna kattıklarını. Oysa ne kadar sert olsa da bir erkek ruhunun şefkat tarafından bütünlenmeye ihtiyacı vardı. Asıl sır buradaydı. Mahrumu kaldığımız letafetin büyüklüğü oranında büyürdü sadece kendisinden ibaret kaldığımız şiddet. Neticede, herkes için zaaf olan şey bizde böyle dönüşürdü meziyete.
"Hadiseleri yazanların sıralayıp saydıkları sebeplerden "herhangi biriyle ,bir isim bir şey söylemediğinde artık hikâye bitti demektir . Ve hikâyenin adı o başlamadan da vardır ama ancak bittikten sonra koyulur . "
Sayfa 17 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Oysa mahiyeti de vaadi de aydınlık olan ve ateşi daima karanlıklar yüzünden sönen aşkın, karanlığa hiç tahammülü yoktu. İsimlerinden biri hüzün, biri ateş ti aşkın... Ama akla gelen ilk ismi; Muhabbetti, aşkın... Muhabbetse; berraklık anlamına gelen ve temelinde saflık bulunan bir isimdi. Ve karanlıkla uyumu, mümkün değildi!...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.