İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller

Muhammed B. Salih El-Useymîn

İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller Quotes

You can find İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller quotes, İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İbn Teymiyye (Ahmed b. Abdulhalim el-Harrani)
İbn Teymiyye (Ahmed b. Abdulhalim el-Harrani)
'nin şu sözünü hatırlatmak istiyorum: "Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki? Benim için tutukluluk halvet, sürgün seyahat, öldürülmek de şehadettir." Kulun imanı ne zaman güçlenir, Rabbine içtenlikle güvenip dayanır ve O'nunla ilişkisini geliştirirse görüşlerini kararlılıkla dile getirir, Allah'tan başka hiç kimseden korkmadan cesaretle, azimli ve onurlu bir şekilde davetini yürütür.
Karınca &Polen Yayınları
BEYHUDE DOLAŞMAK
Hak üzere olduğunu biliyor, Allah'u Teâlâ'nın kitabına -Rasul'ün sünnetine sarıldığına- savunduğuna gerçekten kanaat getiriyor ve "selef-i salihin" e uyuyorsan; değil davetten uzak kalman hiçbir kimsenin karşı çıkışları bile sana zarar vermez ve yaptığın hizmetten yıldıramaz. Hatta hiç bir bela ve sıkıntı da seni hak olan davadan vazgeçiremez.
Sayfa 119 - Karınca & Polen Yayınları
Reklam
Allah'a şükürler olsun ki İslâm, insan nefsini eğitip arındırır ve onu üstün ahlâki değerlere teşvik eder. Böylece tüm insanlığa güzel bir örnek olma derecesine ulaşır.
Karınca & Polen Yayınları
İslâm Davetçilerine Nasihat
İlk dönem ve sonraki müslümanların Allah'ın dinini ayakta tutmak, ilim ve İslâm' ın yayılmasını sağlamak için harcadıkları çabalar, gösterdikleri üstün gayretler, zorluklar karşısındaki sabır ve dayanıklılıkları, çağdaş davetçiler için örnek olmalıdır. Davetçiler , onların yüksek morallerinden ilham almalı, davetin yayılmasını ve Allah'ın bildirdiği gerçeklerin insanlar arasında yerleşmesini sağlamak için daha fazla gayret sarfetmeli, bu yolda karşılaştığı zorluklara göğüs gererek dayanmalıdır. İlk dönem ve sonraki müslümanların hayatları birçok kitaplarda yazılmış ve bize ulaştırılmış bulunmaktadır. Davetçiler, morallerini yükseltmek ve davetin yayılmasını sağlayarak insanların hidayetlerine vesile olmak için bu kitapları okumalı, nefislerine ne kadar ağır gelirse gelsin önceki müslümanlar gibi zorluklara katlanmayı öğrenmelidir.
Karınca & Polen Yayınları
İslâm Davetçilerine Nasihat
....O halde davetçinin, insanların sevgisini kazanmak ve onları kendisine yaklaştırmak için mutlaka alçakgönüllü bir ahlaka sahip olması gerekir. Çünkü Allah bu tür ahlâkı sevmiş ve seçkin kullarını bu ahlakla donatmıştır. Davetçinin sürekli insanlarla ilişki içinde olması ve onların sevgi veya nefretini kazanma noktasında bulunması, bu ahlâka sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. İnsanlarla alçakgönüllü, yumuşak, güler yüzlü ve hoşgörülü davranmadıkça başarılı olmak mümkün değildir. İnsanların sevgi, saygı ve takdirlerini kazanıp, onlara kendisini kabul ettirmedikçe, onlara söz dinletmek ve itaat etmelerini sağlamak imkansızdır.
Karınca & Polen Yayınları
-"Ey tembel ve vefasız! Sen nerdesin? Tevhid yolu nerde? O yol ki; Adem (a.s.) hizmetten dolayı bitap düşmüştü. Nuh (a.s.) feryadü figan edip sızlanmıştı. İbrahim (a.s.) ondan dolayı ateşe atılmıştı. İsmail (a.s.) kesilmek üzere uzanmıştı. Yusuf (a.s.) bile az ve değersiz bir paraya satılmış ve senelerce zindanda kalmıştı. Zekeriyya (a.s.) testereyle biçilmişti. Seçkin ve asil Yahya (a.s.) da yine o savunudan dolayı kesilmişti. Eyyub (a.s.) bütün acılara göğüs germişti. Davud (a.s.)'in ağlaması haddi aşmıştı. İsa (a.s.) yabani ve vahşilerle yürümeye mecbur kalmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz'de fakirlik enva-i çeşit eziyet ve işkenceleri işte o "Tevhid Yolu"nun savunu ve selameti için çekmiş hatta kendisini buna alıştırmıştı. Ya sen! Evet sen...? Oyun oyuncakla büyüklenip - kibirlenip yaptığın ufacık şeylerle övünüyorsun. Bu doğru mu?
Sayfa 145
Reklam
Hiçbir şüphe duymadan kesin olarak bilmelidir ki; Allah'a ibadet, ruhun temel gıdasıdır. İbadet ile insanın manevi derecesi yükselir, kişiliği güçlenir ve gelişir. İbadet, insana Allah'ın gücünü, otoritesini ve yüceliğini hatırlatır; davetçiyi güzel ahlaka sevk eder ve insanlarla iyi ve saygılı ilişkiler kurmasını sağlar. İşte ibadetin gizli gerçeği burada ortaya çıkmaktadır
Karınca & Polen
Zeyd bin Ali (r.a.) ise oğluna nasihatinde: - Ey yavrucuğum! Sana fayda vermeyen şeyleri terk edip faydalı olana yönel. Zira fayda vermeyeni terk etmen fayda verene yönelmene bir basamaktır. Bil ki, yapıp hazırladığını sunabilirsin hazırlamadığını değil. O halde ahirette karşılığını sevap olarak bulacağın amel ve hizmetleri seç. Dünyada da ahirette de karşılaşmayacağın tul-i emelleri terk et.
Es-Sırrı Es-sakati diyor ki; Şimdiye kadar; kişinin kendisini tanıyıp bilmemesi bir de gözünü başkalarının ayıp ve eksiklerine dikmelerinden daha kötü ve daha büyük bir şey görmedim. Zira bunlardan daha çok, amelleri boşa çıkaran, kalpleri bozan, kulun helak olmasını kolaylaştıran,çabuklaştıran, hüzün ve kederleri sürekli kılan, kin ve nefrete en yakın olan, riya,kendini beğenme ve liderlik sevdasıyla iç içe olan bir şey yoktur. Kalplerin nefreti üç şey ile olur: Dil sürçmesi (sürçe-i li- san), affedilmez yanılgı ve şüphe
İbn-ul kayyım (r.a)
Bir yere bir maddeyi koymak için o yerin boş olması yada boşaltılması gerekir. Maddelerde müşahede ettiğimiz bu kanun, manalarda da aynıdır. Şöyle ki; sapık ve sahte düşünce ve sevgilerle dolu olan bir kalpte hak ve gerçek olan inanç ve aşklara yer kalmaz. Boş ve faydasız konuşmalarla meşgul olan bir dil aynı zamanda önemli ve değerli konuşmalar yapabilir mi? Hayır, asla!. Hakkı konuşmanın imkanı batılı terk etmekle olur. Bütün uzuvlarda da durum aynıdır. Hem Allah (c.c.)'a isyan hem de itaat bir arada olmaz. Bunlar vesilesiyle anlamış oluruz ki; bir kimse, kesinlikle ortak kabul etmeyen Allah-u Teâlâ'yı sevmek istiyorsa kalbinden "Başkalar"ını atması şarttır. Yine Allah (c.c)'ye itaat ve ibadet etmek istiyorsa isyan ve uyuşukluğu terk etmesi lazımdır.
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.