Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mutezilenin Oluşumu ve Ebu'l-Huzeyl Allaf

İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci

Osman Aydınlı (Prof.Dr.)

İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci Gönderileri

İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci kitaplarını, İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci sözleri ve alıntılarını, İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci yazarlarını, İslam Düşüncesinde Aklileşme Süreci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayrıca o, (Ebu'l-Hüzeyl-227/841) bilginin dini ve milleti olmayacağı anlayışından hareketle, Yunan felsefesinden, İslam dışı dinlerden ve kültürlerden, hem ilmi açıdan, hem de metot açısından yararlanmış ve bu konuda, çağımızdaki ilim anlayışına ışık tutacak evrensel bir boyut getirmiştir.
Ebu'l-Hüzeyl, bilgiye dayalı iman anlayışıyla ve insanın aklı ve özgür iradesiyle gerçekleştirdiği her eyleminden sorumlu olacağı fikriyle, günümüz insanına da hitap edebilecek temel ilkeler koymuştur.
Sayfa 293
Reklam
Ebu'l-Hüzeyl, Allah'ın kelamı konusunda, Tevhid ilkesinin bir sonucu olarak, Allah'ın kelimesini kadim sayan Hıristiyanlığın bu inancına karşılık, Kur'an'ı mahluk sayan bir anlayışı benimsemiş ve ifade etmiştir.
Abbasi halifeleri, tıbba dair eserleri ve Yunan ilimlerini tercüme ettirmek için Yahudilerle Hıristiyanları, siyasi tecrübelerinden yararlanmak için de İranlıları saraylarına almışlar ve bunlara itibar göstermişlerdir.
Mu'tezile mezhebi denildiğinde, Tevhid, Adl, el-Va'd ve'l-Vaid, el-Menziletu beyne'l-Menzileteyn ve el-Emru bi'l Ma'ruf ve'n-Nehyu ani'l-Münker olarak bilinen beş esası benimseyen ve kelami-felsefi meselelerle temayüz etmiş bir ekol anlaşılmalıdır.
Mu'tezile, bu iki aslı ön plana çıkaran bir üslupla kendine Ehlü'l-Adl ve't-Tevhid veya Ashabu Adl ve't-Tevhid adını uygun görmüştür.
Reklam
Batılı araştırıcılar, Mu'tezile'nin Allah'ın zatı ve sıfatları hakkındaki fikirlerinin, Spinoza (1632- 1677) yoluyla Avrupa'ya tesir ettiği görüşündedirler.
Bişr b. el-Mu'temir de Ebü'l-Hüzeyl'in bilgin ve tanınmamış olmaya, cahil ve ünlü olmayı, şerefli ve küçük görülmeye de zavallı ve itibarlı olmayı tercih ettiğini söyler. Böylece onu, bir riyakar olarak vasfeder. Ona yalancı, cimri ve kinci adları verir.
Cahız'ın bu tavrını, sürekli onun aleyhinde olan Nazzam'dan duyduklarından etkilenen bir talebe olduğu perspektifinden ele almak gerekmektedir. Yine Cahız, Ebü'l-Hüzeyl'i, bilgili olmadığı halde gösteriş yapmakla. alçak olduğu halde. insanlara sevimli görünmekle. şeref gösterişi yapmakla, ahlaksız olmakla. gelenekçi olmakla ve hakkı savunmamakla itham eder
Bu rivayetlerden en ilginç olanı, çok sayıda kelamcının katıldığı ve aşkın hakikatı üzerine yaptıkları münazaradır. Bu münazaraya çoğunluğu Mu'tezili olan şu şahsiyetler katılmışlardır. Ebü'l-Hüzeyl, Muammer el-Mu'tezili, Bişr b. el-Mu'temir, Sümame b. Eşres, Hişam'ın öğrencisi Ebu Ca'fer es-Sekkak. Nazzam, İmamiyye şeyhi Hişam b. Hakem (190/805), es-Sabbah b. el-Velid el-Mürcii, el-Müeyyede'l- Mecusi, Şii mütekellim Ali b. Mi'sem, Ebu Malik el-Hadremi, İmamiyye Şiası alimlerinden Ali b. Mansur, Ca'fer b. Harb, Ca'fer b. Mübeşşir ve İbrahim b. Malik.
Reklam
Ebu Ride, Nazzam'ın hocasıyla ilişkisini, Aristo'nun hocası Eflatun'a karşı olan ilişkisine benzeterek, farklı olarak, belki Aristo hocasının makamına daha çok saygılıydı, Nazzam'dan daha az kusur arardı, demektedir.
Diğer öğrencisi Nazzam ise, hocası ve dayısı olan Ebü'l-Hüzeyl'le daha çok çekişmelerinin yer aldığı rivayetlerin kaynağıdır.
....en tanınmış öğrencisi olan Nazzam, atomla ilgili katılmadığı teorilerinden dolayı üstadıyla çekişmeye girmiştir. Rivayetlerden anladığımız kadarıyla, üstadı genelde ona üstün gelmiştir.
Eş'ari'nin hoca-öğrenci silsilesi arasında da Ebu'l-Hüzeyl'in ismine rastlamak mümkündür. Çünkü Eş'ari, Ebu Ali Cubbai'nin öğrencisidir.
Fakat hem kelamcılar, hem de filozofların ortak ana hedefi, Allah ile alem arasındaki ilişki sorununu çözmektir. Birincilerin dayandığı temel unsur, ilahi hakikatler olduğu halde, ikincilerinki Aristo'dan gelen Yeni Eflatunculukla, yoğrulmuş felsefi hakikatlerdir.
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.