Kur'ân-ı Kerîm, geçmişi, bütünüyle vazifesini yerine getirmiş, ahirete intikal etmiş ve muhasebeyi bekleyen bir yapı olarak görür. Materyalist ruh hali ise geçmişi bir kabristan ve yokluk ülkesi olarak görür; günümüze ulaşan kalıntılarını o büyük kabristanın işaret taşları olarak algılar.
Kısacası İslâm' da tarih, yitip giden bir süreç değildir.