Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usulü

Kasım Şulul

İslam Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usulü Sözleri ve Alıntıları

İslam Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usulü sözleri ve alıntılarını, İslam Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usulü kitap alıntılarını, İslam Düşüncesinde Tarih Tasavvuru ve Usulü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'ân-ı Kerîm, geçmişi, bütünüyle vazifesini yerine getirmiş, ahirete intikal etmiş ve muhasebeyi bekleyen bir yapı olarak görür. Materyalist ruh hali ise geçmişi bir kabristan ve yokluk ülkesi olarak görür; günümüze ulaşan kalıntılarını o büyük kabristanın işaret taşları olarak algılar. Kısacası İslâm' da tarih, yitip giden bir süreç değildir.
Takdir okuyucuya aittir. Emek isteyen bir işin bitirilmesi, tüm yorgunluğu alıp götürür. Çalışmam boyunca yakın alaka, destek ve tavsiyelerini gördüğüm hocalarıma, bana yardımcı olmaktan geri durmayan dostlarıma, yakınlarıma, sevgili eşime ve aile efradıma samimane teşekkürlerimi sunuyorum. Başarı yalnız Yüce Allah'tandır.
Sayfa 13 - insan yayınları, birinci baskı, 2008, merter
Reklam
Katib Çelebi'nin Keşfü'z-Zunun'da kaydettiği bin üç yüzden fazla tarih kitabı, Müslümanların bu ilmi ne kadar ileri götürdüklerini göstermesine karşın, tarih düşüncesi ve usulüne dair çok az şey yazılmış görünmektedir. Bu orantısızlığın gerçeklik payını araştırma merakı bizi, İslam tarihçiliğinin tarihi, yapısı ve usulüne dair kaynaklara yönlendirdi.
Sayfa 11 - insan yayınları, birinci baskı, 2008, merter
"İslam'ın etkisi ile olan"dan bahsediyoruz; İslam'ın kendisinden bahsetmiyoruz.
Sayfa 16 - insan yayınları, birinci baskı, 2008, merter
Materyalist ruh hali ise geçmişi bir kabristan ve yokluk ülkesi olarak görür; günümüze ulaşan kalıntılarını o büyük kabristanın işaret taşları olarak algılar.
İslâm medeniyetini insanlık tarihi açısından hep yapıcı kılan da insan-ı kâmil mertebesini ulaşılması gereken bir hedef olarak göstermesidir.
Reklam
Kur'ân-ı Kerîm, insanlara hitâb ederken, onların fert ve toplum olarak görev, sorumluluk ve hareket tarzlarını açıklar; geçmiş kavimlerden örnekler getirerek, tarihî ilerleyişin yönünün ne tarafa olması gerektiğine ışık tutar.