İslam Felsefesi Üzerine

Ahmet Arslan

Sayfa Sayısına Göre İslam Felsefesi Üzerine Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İslam Felsefesi Üzerine sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İslam Felsefesi Üzerine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İbn-i Rüşt, Gazâli’nin filozoflara yaptığı saldırılar sonucunda bu Yeni-Platoncu metafiziği bazı noktalarında eleştirmek, değiştirmek ihtiyacını duyarsa da, ne ortada tek, gerçek ve bilim niteliğinde bir felsefe olduğu tezine ne de bu felsefenin İslâm’ın daha yüksek, entelektüel düzeyden ifadesi olduğu görüşüne karşı çıkar. Hatta bu iki temel varsayımı daha büyük bir inanç ve kuvvetle savunur.
Sayfa 5 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Örneğin Kindî'nin, evrenin zamanda yaratılmış olduğu görüşünü savunur görünmesine karşılık Fârâbî ve İbn-i Sinâ onun zamanda başlangıçsızlığını ve Tanrı'dan ezeli bir südûrla çıktığını, taştığını söyler.
Sayfa 5 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Reklam
Kısaca Kelam'ı en genel olarak İslam dininin inançla ilgili ögelerini rakip teoloji ve öğretilere karşı savunmayı (apoloji) kendisine amaç edinen spekülatif (teorik) karakterli bir düşünce hareketi olarak tanımlayabiliriz.
Ta Mısır ve Mezopotamya devletlerinden bu yana Doğu'da her devlet, bir din devleti olarak ortaya çıktığı gibi her din de aslında kendisini bir siyaset olarak ortaya koymuştur.
Sayfa 7 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Doğu'da devlet, insanların tüm hayatlarını kendisine göre ayarladıkları en yüksek kurum olduğu gibi siyaset de insanların meslekleri, etkinlik türleri ne olursa olsun bütün çabalarında kendisini hesaba katma ihtiyacını duydukları, kendisi için ve kendisine göre yaşadıkları en geniş çerçeve, evreni en büyük algılama ve düzenleme modelidir. Ta Mısır ve Mezopotamya devletlerinden bu yana Doğu'da her devlet, bir din devleti olarak ortaya çıktığı gibi her din de aslında kendisini bir siyaset olarak ortaya koymuştur.
Sayfa 7 - Bir İslâm Felsefesi Var Mıdır? - Ahmet ArslanKitabı okuyor
Doğu'da devlet, insanların tüm hayatlarını kendisine göre ayarladıkları en yüksek kurum olduğu gibi siyaset de insanların meslekleri, etkinlik türleri ne olursa olsun bütün çabalarında kendisini hesaba katma ihtiyacı duydukları, kendisi için ve kendisine göre yaşadıkları en geniş çerçeve, evreni en büyük algılama ve düzenleme modelidir. Ta Mısır ve Mezopotamya devletlerinden bu yana Doğu'da her devlet bir din devleti olarak ortaya çıktığı gibi her din de aslında kendisini bir siyaset olarak ortaya koymuştur. Bu olgu, bu geleneğin en son temsilcisi olan İslam için de söz konusudur. Kur'an sal olarak Tanrı, insan ve evrene ilişkin bir metafizikten ibaret olmayıp, aynı zamanda bir medeni yasa, bir ceza yasası, kısaca bir ''şeriat'' olduğu gibi, Muhammed de kendisini salt bir peygamber olarak değil, aynı zamanda bir ''kanun koyucu'', bir ''devlet kurucu''su olarak ortaya koymuştur.
Reklam
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.