İslam Felsefesi Üzerine

Ahmet Arslan

İslam Felsefesi Üzerine Sözleri ve Alıntıları

İslam Felsefesi Üzerine sözleri ve alıntılarını, İslam Felsefesi Üzerine kitap alıntılarını, İslam Felsefesi Üzerine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunlar, Islam'dan önceki bir dünyada başlatılmış olan bir işi, bir etkinliği devam ettirmekte, bir ilgiyi ve kaygıyı sürdürmekteydiler. Tek cümle ile bu insanlar, kendilerine intikal etmiş olduğu biçimi ile Yunan veya Antik felsefeden tevarüs etmiş olduklar sorun ve konular üzerinde eski Yunan veya Antik çag filozoflarının yöntemlerini uygulayarak insan, evren, toplum, Tanrı vs. üzerinde bir bilgi değerini içeren sonuçlara varmak isteyen insanlardı. Bundan dolayı onların yaptığı işe, o işin eski dünyadaki adı olan ad, onların kendilerine de o işi eskiden yapan insanlara verilen ad verildi veya bu adlarArapçalaştırılarak korundu.
Bence felsefe adını hak eden tasavvuf. bir sosyal hareket, sosyal kurum olarak organize olan, yani tekkeleşen, tarikatleşen, merasimleşen tasavvuf değildir. Çünkü o artık bireysel bir hakikat arayışı, bilinçli, refleksif bir düşünce yönelimi olmayıp toplumsal bir kurumdur, dini veya yarı dini bir cemaattir, bir ideoloji veya hatta siyasi bir örgüttür. Nasıl ki sanatın olması için sanatkâr, bilimin olması için bilim adamı şartsa, felsefenin olması için de filozofun varlığı zorunludur. Kurumlaştırılan, kurallaştırılan, kuşaktan kuşağa veya şeyhten müride aktarılan şey, her neyse odur, ama felsefe değildir; âdettir, alışkanlıktır, gelenektir, rittir, ritüeldir, külttür, ama felsefe değildir.
Reklam
Peygamberlerin insan zihni tarafından bilinmesi mümkün olan her şeyi bildikleri iddiası da Spinoza'ya göre doğru değildir. Tersine, Kutsal Kitap onların birçok şeyi bilmediklerini veya yanlış bildiklerini açıkça göstermektedir: Nuh Filistin dışında kimsenin yaşamadığını zannediyordu. İsa güneşin dünyanın etrafında döndüğünü düşünmekteydi. Aslında onların bu konulardaki bilgisizlikleri de doğaldı; çünkü Nuh coğrafyacı, İsa astronom, Süleyman ise matematikçi değildi. Evet, onlar peygamberdiler; ancak aynı zamanda insandılar ve insani olan şey de onlara yabancı değildi.
Hakikati içinde bulunduran bir tek felsefe vardır. Bu iki üstat, "bilge" diye adlandırılırlar -Fârâbi için bilgenin peygamberin benzeri olduğunu biliyoruz-; her iki si de kendilerini fark ettirmek ve kişisel tercihlerini hâkim kılmak arzusunu göstermeksizin şeylerin hakikatini incele mişlerdir. Onlar yeni şeyler ortaya atanların
Sayfa 64 - Roger ArnaldezKitabı okuyor
Ünlü Yahudi filozofu Maimonides, filozofların kelama yönelttikleri bu eleştiriyi özellikle Eş'arîci doğa felsefesiyle ilgili olarak çok çarpıcı bir biçimde dile getirir: Ona göre filozoflar, varlığa tarafsız, nesnel ve özgür bir biçimde yaklaşarak onun ne olduğunu, ne biçimde olduğunu bilmek isteyen insanlardır. Oysa kelamcılar felsefeye tamamen ters düşen bir tutumla evrenin ne olduğu, ne biçimde olduğuyla değil, ne biçimde olması gerektiğiyle ilgilenen insanlardır. Çünkü onlar başlangıçta ortaya konmuş birtakım (dinsel) ilkeleri hareket noktası olarak alırlar, sonra bu (dinsel) ilkelerin doğru olmaları için evrenin ne şekilde olması gerektiğini tasarlarlar.
Felsefe tarihinden örnek vermek gerekirse, Aristoteles'in astronomisi veya fiziği, hatta belli ölçüde biyolojisi, bu alanlarda ileri sürdüğü görüşlerin çoğu bugün artık savunulamaz veya felsefi değeri olmayan "modası geçmiş," sadece "tarihsel" bir değere sahip görüşlerdir. Ancak, Aristoteles'in ahlakı, politikası veya estetiği bugün sadece tarihsel değil, aynı zamanda "güncel," aktüel felsefi bir değere sahiptir. Bugün Aristoteles'in bu son alanlarda ileri sürdüğü görüşleri veya onların benzerlerini biz de kendi aramızda savunuyoruz veya onlara karşı çıkıyoruz. Onun bu alanlarda yaptığı tartışmaları biz de kendi aramızda yapıyor veya onlar üzerine benzer tezler ileri sürüyoruz.
Reklam
137 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.