Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslam Medeniyetinin Küreselliği

Hüseyin Dayı

İslam Medeniyetinin Küreselliği Hakkında

İslam Medeniyetinin Küreselliği konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
Beğeni
85
Görüntülenme

Hakkında

Genellikle inanç ve düşünce sistemleri üzerinde çalışan Hüseyin Dayı, bu kitabında dinî inançlar ve ideolojilerin temel eserlerine dayanarak, okuyucuya coğrafya ve tarih yolculuğu yaptırmakta; hem Batılı hem de Doğulu bütün inanç ve kültürlerin, insan, hayvan ve bitki haklarıyla genellikle ters düştüğünü göstermektedir. Böylece Kur’an-ı Kerim’deki, “İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir” diyen ayete dikkat çekmektedir.rnrnUlaşılmış hak ve hürriyetlerin, “Avrupa, Batı veya Hıristiyan medeniyeti” diye tanıtılamayacağını; aslında o medeniyete tamamen ters olup, İslamî muamelata ise büyük ölçüde benzediğini göstermekte; insan fıtratına uygun yegâne hayat tarzını, Doğulu da Batılı da olmayan İslam’ın koyduğunu ispatlamaktadır. Müslümanlarca uygulanmış fakat terk edilmiş olan o muamelatın, tarih boyunca yapılan mücadelelerle yeni yeni kazanılmaya yüz tuttuğunu sergilemektedir. Böylece, “Eğer Allah, insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu” diyen ayeti düşündürmektedir.rnrnNihayet insanlığın, uzun direnmeler sonunda –bilmeden de olsa- İslam medeniyetine doğru yöneldiğini ispatlamakta, İslamî tebliğe uymayan gayrimüslimlerle İslamî muamelatı terk eden Müslümanlara ise şu ayeti hatırlatmaktadır:rnrn“Biz onlara hem ufuklarda, hem kendi nefislerinde delillerimizi öyle göstereceğiz ki, sonunda onun gerçek olduğu kendilerine açıkça belli olacak.”rnrnBatılıların yaşadığı şimdiki medeniyete, “Avrupa medeniyeti” demek de “Batı medeniyeti” demek de “Hıristiyan medeniyeti” demek de yanlıştır. Çünkü o tezler, ancak teokratik ve feodal sosyo-politik yapı için geçerlidir. Oysaki o yapıyı Rönesns-Reform ve sonrasında giderek terk ettiler.rnrnMuamelat yönü itibariyle Hıristiyanlık, insanın bu dünyada güven ve huzurunu teminden çok uzaktır. Terk edilip laiklikte karar kılınmasının sebebi odur. Fakat laiklik de aynı güveni verememiştir. İntiharların, cinayetlerin, tecavüzlerin, maddiyata yönelik suçların ve boşanmaların, refah seviyesi çok yüksek modern devletlerde artması bunu göstermektedir.rnrnDin ile bilim arasında tercih yapma mecburiyeti, sadece Hıristiyanlar içindir. Ya Hıristiyanlığı ya da bilimi reddedeceklerdir. Aynı durum siyasî yapıları için de geçerlidir. Ya Hıristiyanlıkta köleliği ya da laiklikte hürriyeti seçeceklerdir. Müslümanların o türden tercih mecburiyetleri yoktur.rnrnBatı’ya karşı Doğu’nun üstünlüğünü savunurken, İslamiyet’i ileri sürmek yanlıştır. Çünkü İslamiyet, Doğulu da Batılı da değildir.rnrnModernite dönemindeki kadın hakları savunucularının hepsi, “laik aydınlar”la savaşmışlardır. O hâlde laik modernitenin kadınlara haklar ve hürriyetler getirdiği, kocaman bir yalandır.rnrnKadınları “kamusal alan”dan dışlayan, laik erkekler olmuştur. İslamiyet, ilk devletleştiğinden itibaren kadınlara kamu görevi vermiştir.
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 26 dk.Sayfa Sayısı: 368Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Akis Kitap
ISBN: 9786051290911Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Hüseyin Dayı
Hüseyin DayıYazar · 3 kitap
1952 yılında Erzurum’da doğdu. İlk gençlik yıllarından itibaren, kültürel maksatla kurulmuş çeşitli derneklerde görevler aldı. Üniversite tahsilini, İktisat ve Felsefe olmak üzere iki ayrı dalda yaptı. Sırasıyla memuriyet, ticaret ve gazetecilikle meşgul oldu.Felsefe, dinî inançlar, tarih, dilbilim, sosyoloji, psikoloji ve sosyal psikolojiye duyduğu ilgiyle çeşitli araştırmalar yaptı ve alternatif fikirler geliştirdi. Fikirleri, çeşitli gazete ve dergilerin köşe yazarları tarafından yorumlara tabi tutuldu.Değişik tarihlerdeki ulusal ve uluslararası bilim kongrelerinde, millet teorilerini eleştiren tebliğler sundu. Bu tebliğlerde, her bir milletin kendine has şartlarda oluştuğunu belirterek, milletleşmede genel-geçer bir kaide konulamayacağını ifade etti.Çeşitli kuruluşlarda verdiği konferanslarda, bugünkü Türk milleti anlayışı ile Türk milliyetçiliğinin yabancılar tarafından ve yanlış temeller üzerinde inşa edildiğini anlattı.Türkiye Araştırmaları Merkezi isimli Alman vakfının 23-26 Mart 2007 tarihlerinde düzenlediği 6. Türk-Alman Sempozyumuna katıldı ve “Avrupa Kültürünün Ayrıştırıcı, Ötekileştirici Özelliği” başlıklı tebliğini sundu.Çeşitli illerde “Demokrasinin Felsefî ve Sosyolojik Temelleri” isimli konferanslar verdi.Önce Vatan, Yeni Şafak ve Zaman gibi gazetelerde makaleleri yayınlandı.İngilizce bilen yazar, evli olup bir evlat babasıdır.