"Çözüm yolu anlamaktır. Çözüm, insanı ve tarihi sağlam bir idrakle
"anlamamız dır."
Cevdet SAİD // İslam'dan Neden Korkuyorlar, sh,55 - Beyan Yayınları
Sebebi ne olursa olsun bu korku geçecektir. Hem de yalnızca insanı tanımamızla, insan gerçeğine ulaşmamızla, kâinata hakim sistemi tanımamızla geçecek. O zaman insanın kalbinde korku kalmayacak, insan gönlü doygunluğa erişecek. Çünkü gönüller Allah'ı anmaya başladıklarında doygunluğa erişirler. Aynı gönüller, Allah'ın dışevrensel ve içevrensel ayetlerini kavrayarak ve O'nun bilgisine ulaşarak da doygunluğa ulaşırlar. "De ki, hiç bilen lerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9).
Gibb ve Toynbee "İnsanlık âleminin birleşeceği varsa, bunun Müslümanların katkısı olmadan sağlanamayacağını, çünkü insanlar arasında tam eşitliği savunan en olgun düşüncenin İslam'da mevcut olduğunu..." belirten yazılar yazdılar.
Diyaloğun dili sertlik olunca, hegemonik bir dil olunca, alaycı bir dil olunca ve bu alaycı dil karikatür alaycılığına (!) dönüşünce, bütün bunların bir sonucu olarak onlar bizimle alay etmeye devam edecekler. Biz ise "Bir kavim, diğer bir kavimle alay etmesin..." (Hucurat, 49/11) ve "Biz bu günleri insanlar arasında döndürür, dururuz..." (Âl-i İmran, 3/140) gibi değerlerimize sarılmaya devam edeceğiz. Hem bize gönderilenin geçmiştekinden daha değerli olduğunu da bilerek: "Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola götürür..." (İsra, 17/9)