İstanbul'da İşgal Yılları
İ. Hakkı Sunataİstanbul'da İşgal Yılları Sözleri ve Alıntıları
İstanbul'da İşgal Yılları sözleri ve alıntılarını, İstanbul'da İşgal Yılları kitap alıntılarını, İstanbul'da İşgal Yılları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün gelir ki bugün tebcil edilenler (yüceltilenler), o günün en makhur (kahredilmiş) ve menfur (nefret edilen) adamı olabilirler.
Harpten önce, yani 1914 Ağustosu'na kadar üniversitenin adı "darülfünun" idi ve yalnız erkeklere mahsustu.
Sayfa 23Kitabı okudu
Elimizde yok. Fakat elde etmek azmi o kadar kuvvetli ki...
Sayfa 171Kitabı okudu
Ajans telgraflarında ise Türk kuvvetlerinin sekiz bin kadar zaiyat verdiği bildirmekte. Acaba doğru mu? İngilizler bunu yapmışlardır. Yunanlıların hocaları onlar. Bizimkiler bu kadar kayıp verdiyseler pek yazık.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
Çerkez Ethem İhaneti…
Yine bu sıralarda Millicilerin (Kuvayı Milli) meşhur kahramanı Ethem Bey (Çerkez) de, Hürriyet ve itilafcıların Anzavur’u gibi, Yunanlılarla birleştiğini ve Anadolu Hükümetine ihanet ederek silah kullanmaya başladığını gazetelerde okudum. Yazık, şimdiye kadar millîcilere hizmet uğruna bu kadar canlara kıyan bu adamın, bu hainliğe sapması neden acaba?
Sayfa 125 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
I. Azerbaycan
30 Ocak gününe Darülfünun konferans salonunda toplantı var. Yeni doğmuş olan Azerbaycan Hükümeti’nin doğum yıldönümü kutlanacak. Yusuf Akçura, Ruşen Eşref (Ünaydın) ve Ubeydullah Bey ve efendiler konuştular. Ruşen Eşref herhalde Bakü’ye gitmiş olacak ki, oranın en ileri zenginlerinden birinin evine vardığı zaman onun en muhteşem salonuna giriyor. Duvarda gerili siyah bir perdeyi kaldırıyor bu zat. Altından bizim bayrağımız çıkıyor ve sonra bu zatın gözü sevinç gözyaşlarıyla dolu; "Yıllardır bugünü bekleyerek yaşıyorduk. Tanrı’ya şükür ki buna kavuştuk." diyor. Bu tablo hakikaten çok içten duygu veren bir değer taşıyordu. 
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
İnsanı karamsarlığa götüren haller. Mağlup olmayagör. Ama hınç çıkarmaya çalışan yalnız İngilizler oluyor. Onlara karşı insan o kadar sinirleniyor ki… Dolaşan devriyeleri görünce hemen tabancayı çek, vur, sen de öl… Ama devriye gezen neferlerin bu işte suçu ne? Akdeniz filosunu getir, işgali genişlet, bir mızıka bölüğünü bas, zavallı birkaç neferi, uyku sersemliği arasında öldür, güya gözdağı verecekler. Kabahat bunlarda değil, asıl onlara emir veren İngiliz hükümetinde, Lloyd George denen habis ruhluda.
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
16 Mart 1920 sabahı üniversiteye giderken Yenikapı açıklarında bir zırhlı gördüm. Topları İstanbul’a çevrili. Biraz sonra öğrendim, bir Yunan zırhlısıymış. Neden acaba diye düşünerek vazifeye geldim. Odacımız İsmail Ağa’dan öğrendim ki: Şehzadebaşı’nda Letafet Apartmanı’nda bulunan Onuncu Kafkas Fırkası Mızıka Bölüğünü İngiliz askerleri basmışlar. Silah aramak istemişler. Onlar da uyku sersemliği ile karşı koymuşlar, İngilizler de ateş etmişler. Bizim askerlerden on iki ,onlardan altı kişi telef olmuş. Bir miktarda yaralı varmış. Önce inanmadım. Bu binayı biliyordum. Harpten önce burada bir oda tutmuş, bir cemiyet kurma hazırlığı yapmıştık...
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
İlan-ı Harp !
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’daki İtilaf hükümeti teba ve askerlerini, rehine makamında (rehine muamelesi yaparak) tutuklamış ve o devletlerle münasebetini kesmiş. Hatta "İlan-ı harp" bile etmiş. 
Sayfa 81 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
Mustafa Kemal, Edirne’de bize veda ederken de, vatanımızın müdafaasının birinci derecede önemli bir vazife olduğunu söyleyerek, inşallah arkamdan siz de gelirsiniz, demişti. Bu kadar dürüst düşünen bir adamın bir çapulcu güruhunun başkanı olmayacağı şüphesizdir. 
Sayfa 93 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu