Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla taviz vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960'lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini savunan ve bunun için çalışanlara "bozulmayan bir dinde reform olamaz” diyerek karşı çıkmıştır.
Velhasıl Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbul'u elli dört gün muhasara edip nihayet 20 Cemâziyelevvel 857 (29 Mayıs 1453) tarihinde fethetmiş, bununla Ortaçağ son bulmuş ve Yeniçağ başlamıştır.
Kur'an'daki "beldetün tayyibetün" ifadesi, İstanbul'un fethine tarih düşüp ebced hesabıyla hicrî 857 yılını göstermektedir.
Evet... İstanbul, pek hoş ve latif bir beldedir.
Yeryüzünde mislini görmüş değildir rüzgar
Bir bedî'azârdır. İstanbul'un her bir yeri Her taraf parlak, deniz sakin, sevabil pek latif
Gaşyolur bu levhayı görse cihan şairleri.
Ortodokslar, Roma'ya Katolik mezhebine tâbi olmayı bir türlü uygun görmüyor, "İstanbul'da Türk sarığı görmek, kardinal şapkası görmekten evladır" diyorlardı.
Nitekim Napolyon Bonapart, "Yeryüzü bir hükümetin idaresi altında olsa, merkezi idaresinin İstanbul olması gerekir. İstanbul'a hâkim olan dünyaya hâkim olabilir" demiştir.