Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Büyük Âkif'in ruhu şâd olsun! "O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!" Hem şair hem şiir hem bayrak... "Istiklâl Marşı"nın bütün muhataplarını, -hâlâ nice kem gözlerin üstümüzde dolandığını görmemize rağmen- "Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl" diyerek saygıyla selâmlıyoruz.
Mehmet Âkif, kelime ve kavramları olması gereken en uygun yere yerleştirebilen nadir şairlerden biridir. Bunun en sağlam kanıtlarından biri, “İstiklâl Marşı”nın ilk kelimesidir: “Korkma!”. Bu kullanım, herhangi bir kişinin, poetik açıdan, şiirden anlayıp anlamadığını açığa çıkaracak bir test dizesi; bir mihenk taşı, bir ölçüt konumundadır. Şairiyle paylaşmadıkları yüksek değerler yüzünden bazı kelimeleri ve şiiri yaralamak isteyen birtakım densizlerin, bu sınamada ne denli zorlandıkları malumdur. Bu ‘açılış’ mısraının oluşumunda tarihî, siyâsî, sosyal ve psikolojik şartların da ortaklaşa etkisinin mevcudiyeti dikkate alınınca, şiirin başlangıç mısraını vd. eleştirenlerin durumu, şairi düşürmek istedikleri acz kuyusuna kendilerinin düştüğü ibretlik bir manzara, poetipik bir müfterîlik manzarası meydana getirmektedir. Aslında, o günleri yaşayan birçok yazar gibi, şairin bizzat kendisi de, marşın başlangıç kelimesinin arka planı üzerinde bazı izahlarda bulunmuş; yaşanan günlerin ne kadar korkutucu ve umut kırıcı olduğunu, bu ortamda böyle bir kelimenin kullanılmasının birçok açıdan zorluk ve zorunluluk oluşturduğunu ifade etmiştir.