(3 Cilt Takım) - Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü?

İttihat ve Terakki

Ziya Şakir

İttihat ve Terakki Gönderileri

İttihat ve Terakki kitaplarını, İttihat ve Terakki sözleri ve alıntılarını, İttihat ve Terakki yazarlarını, İttihat ve Terakki yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
2272 syf.
·
Puan vermedi
İttihat ve Terakki Nasıl Doğdu?, I.Cilt
Ziya Şakir'in "İttihat ve Terakki Nasıl Doğdu?" adlı eserinin ilk cildi, Osmanlı İmparatorluğu'nun dönüşüm sürecinde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kökenlerini ve oluşumunu detaylı bir şekilde ele alır. Bu cilt, cemiyetin kuruluş aşamalarını, ideolojik temellerini ve Osmanlı toplumundaki yankılarını inceler. Eserde, 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun karşı karşıya kaldığı siyasi, sosyal ve ekonomik zorlukların İttihat ve Terakki'nin doğuşuna nasıl bir zemin hazırladığı irdelenir. Bu dönem, imparatorluğun Batılı devletlerle artan rekabeti, iç karışıklıkları ve ekonomik sıkıntılarıyla mücadele ettiği bir zaman dilimidir. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ortaya çıkışı, bu sorunlara çözüm bulmaya çalışan genç Osmanlı entelektüellerinin reformist idealleriyle şekillenmiştir.Ziya Şakir, cemiyetin örgütlenme sürecini, ilk üyelerini ve bu bireylerin Osmanlı İmparatorluğu'nu modernize etme ve güçlendirme amacıyla savundukları düşünceleri ayrıntılı bir şekilde aktarır. İlk ciltte, İttihat ve Terakki'nin ideolojik temelleri, Batılı düşüncelerden etkilenmeleri ve Osmanlı toplumunun geleneksel yapısıyla olan etkileşimleri üzerinde durulur.
İttihat ve Terakki
İttihat ve TerakkiZiya Şakir · Akıl Fikir Yayınları · 201419 okunma
Zât-ı Şâhâne
"O zamana kadar henüz bu gibi neşriyata alışmamış olan Abdülhamid, Ahmed Rıza Bey'in bu vaziyeti karşısında şaşaladı. Bahusus (özellikle) irâde-i seniyeye rağmen onun avdet etmemesinden büsbütün kuşkulandı. Ahmed Rıza Bey'in bir sene evvel maaş tahsisi istirhamıyla (arz ile) takdim ettiği istidayı hatırladı. Neşriyatı terk etmek ve münhasıran (sadece) tetkikatı ilmiye (araştırma ilmi) ile iştigal eylemek (uğraşmak) şartı ile mahiyye (aylık) ne miktar paraya ihtiyacı olduğunun Ahmed Rıza Bey'den sorulması hakkında Paris Sefiri Esad Paşa'ya haber yolladı. Fakat Rıza Bey'i seferathaneye celp ve irâdeyi tebliğ eden sefir, onun tarafından şu cevapla karşılaştı:"Zat-ı Şahane'nin beni hatırladıklarına teşekkür ederim. Şimdilik hayatımı temin edecek kadar para kazanabiliyorum. Buna binaen hiçbir şeye ihtiyacım yok. Neşriyatı terk etmek cihetine gelince, bunu yapamam. Çünkü devlet ve milletimin bugünkü idâresizlik yüzünden maruz kaldığı felâketi görüp de göz yumamam. Zat-ı Şahane, bu neşriyattan mustarip oluyorlarsa, Memaliki mahruse-i şahaneleri dâhilinde islâhat yapsınlar; halka sükûn ve refah temin buyursunlar." Aşağı, yukarı bu mealde olması lâzım gelen bu ifâdede en hakiki bir vatanperverlik mevcut idi."
Reklam
Abdulhamid
Abdülhamid, üç beş sözle Mebusların kalbine tesir edivermişti. Esasen bu hâl, Abdülhamid'in yegâne sihri ve sanatı idi. Otuzüç senelik saltanat hayatında insanları daima kalbinden avlamaya alışmış olan bu tecrübeli hükümdar; en büyük aleyhtarlarını bile kendi tarafına temayüle mecbur etmiş ; bu suretle kendi hayat ve saltanatının bir müddet daha endişesizce beka ve devamını temin eylemişti. S.104/C.II
cambaz
Said Paşa, şimdiye kadar geçen resmi hayatında ,yalnız bir tek Abdülhamid ile bir ip üstünde oynamış , fakat bir ipte iki cambaz oynayamayacağı için bazan Abdülhamid'i yuvarlamış ve bazen de kendi yuvarlanmıştı. Fakat şimdi , bir tek Abdülhamid yerine birçok Abdulhamidler karşısına çıkmışlar , bu ipe tırmanmışlardı. Hem de bu tırmanan acemi cambazlar , cüretkar ve hayatı hiçe sayan insanlardı.
Savaşta Anadolu
(....)Fakat cenk ve cidalin en korkunç ve en acıklı sahneleri cephe gerilerinde vukua geliyordu. Açlık ve yoksulluk her tarafı sarmıştı. Anadolu, sefâletin büyük ıstırapları altında bunalmıştı. İstanbul'da yaşamak, tahammül edilmez bir işkence hâlini almıştı. Anadolu'da, hayat ve ziraat, kâmilen felce uğramıştı. Yalnız tarlaların değil; evlerin kapılarını bile yabani otlar kaplamıştı. Halk, hudutlara toplanmış. Köyler, ıssız ve viran kalmıştı. Her felâkete derin bir iman ve tevekkülle göğüs geren Anadolu kadınları, çocuklarını sırtlarına bağlıyor; yaz güneşinin cehennemî harareti altında tarlasında çalışıyorlar. Tek kalan öküzlerinin yanına bizzat koşuluyorlar; böylece hem kendilerine bir lokma ekmek tedarikine, hem de hudutlardaki askerin gıda ve hayatını temine uğraşıyorlardı. Bin mihnet ve meşakkatle elde ettikleri mahsulâtı sırtlarına yükleniyorlar, yine bin mihnet ve meşakkatle şehirlere, ticaret merkezlerine, depolara taşıyorlar. Ve artık ondan sonra neler olup bittiğini düşünmeden yine köylerine dönerek kendi sefâletleriyle başbaşa kalıyorlardı. Bu suretle elde edilebilen Anadolu mahsulâtının hemen hemen dörtte üçü, Alman ve Avusturyalıların ellerine geçiyor, zavallı Türkün hakk-ı hayatına zerre kadar ehemmiyet verilmiyordu. s.336/C.III
Akıl Fikir Yayınevi
2272 syf.
9/10 puan verdi
Parolamız; Zûlme karşı mukavemet.
Ziya Şakir'in kaleme aldığı "İttihat ve Terakki" kitabı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde önemli bir siyasi hareket olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin detaylı bir portresini sunuyor. Yazar, bu eserinde dönemin siyasi entrikalarını, İttihat ve Terakki'nin yapılanmasını, ideolojik yapılarını ve siyasi etkilerini titizlikle ele alıyor. Kitap, o dönemin politik ve sosyal dinamiklerini okuyucuya derinlemesine aktarırken, İmparatorluğun çöküş sürecindeki kritik bir rol oynayan bu cemiyetin içyüzünü anlamamıza yardımcı oluyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki siyasi ve toplumsal değişimleri anlamak istiyorsanız bu kitabı okumak gerçekten önemlidir. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Sultan II. Abdülhamid'e karşı muhalif bir tutum sergilemişti çünkü cemiyet, Sultan'ın otoriter yönetimine ve merkeziyetçi politikalarına karşıydı. Sultan II. Abdülhamid dönemindeki baskıcı yönetim, toplumsal ve siyasi özgürlükleri kısıtlamış, farklı grupların ve düşüncelerin ifadesini engellemişti. İttihat ve Terakki ise daha demokratik ve meşrutiyetçi bir düzen istiyordu, bu nedenle Sultan'ın despotik yönetimine karşı çıkmıştı. Cemiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda daha geniş bir katılım, reformlar ve siyasi özgürlüklerin sağlanmasını savunuyordu. Yazar Ziya Şakir'in akıcı anlatımı ve detaylı araştırması, dönemin karmaşıklığını anlaşılır bir şekilde ortaya koyuyor. Okuyucuyu o dönemin atmosferine çeken bu eser, tarihsel bir pencereden bakarak İttihat ve Terakki'nin etkilerini ve dönemin siyasi manzarasını anlamak isteyenler için kıymetli bir kaynak olabilir.
İttihat ve Terakki
İttihat ve TerakkiZiya Şakir · Akıl Fikir Yayınları · 201419 okunma
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.