Oxford Üniversitesinden Prof. Kevin Dutton ve İngiltere Ordusundaki en kalifiye savaş birliklerinden biri olan SAS'tan emekli bir subay Andy McNab'in, "psikopatlık" terimi üzerine farklı bakış açısıyla düşünmenizi sağlayacak kitabı.
Yazarlar okuyucuyu sıkmamak adına kitabı sohbet havasında, günlük olaylardan ve yaşanmış hikayelerden örneklerle zenginleştirmeye gayret etmişler.
Öğrendiğim ilginç bir bilgi varsa o da "psikopat" diyince aklımıza sadece Hannibal ya da Dexter gibi karakterlerin değil, James Bond gibi iyilik meleklerinin de gelmesi gerektiği.
Çünkü metinde anlatılanlara göre, psikopatlar; iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılıyorlar ve iyi psikopat olabilmek yaşamda karşılaştığımız zorluklarla mücadele edebilmemize fayda sağlıyor.
Yani yazarlarımıza göre aslında doğuştan psikopat olarak doğmaya gerek yok. Soğukkanlılığımızı, vicdanımızı, empati yeteneğimizi yeri geldiğinde gaddarlığımızı, duygulardan arınarak karar verme becerimizi, usta bir tonmayster gibi olaya ve duruma göre bazen yükseltip bazen alçaltarak, kriz durumunda başarıyla çıkmamız ve mutlu olmamız mümkün.
Kitap; sohbet havasından ziyade, birbirine bağlı bir hikaye ya da romanın içerisine yedirilmiş bir kurgu şeklinde yazılsaydı daha ilgi çekici ve akıcı olabilirdi. Okurken sıkıldığım ve bitirmek için kendimi zorladığım anlar olmadı desem yalan olur.
Yine de Prof. Kevin Dutton'un bu kitabın ekürisi niteliğindeki Olağan Psikopatlar'ını da okumadan geçmeyeceğim.
Keyifli okumalar...
