Amerikan öykücülerinin kendilerine özel bir tarzda yazdıkları söylenebilir. Klasik öykünün kalıplarına sığmayan sıra dışı kurguları ve detaylı anlatımlarıyla belki de öykü türünün en gelişkin örneklerini Amerikan öykü yazarları vermiştir.
Joy Williams da bahsettiğimiz tarzda yazan bir yazar. Öykülerin atmosferi netameli, kapalı anlatım bolca kullanılmış, kurgusu sıra dışı. Öyküleri anlamak için fazlaca çaba sarfetmek, hatta düşünerek okumak gerekiyor. İyilik'i okuma sürecim sancılı oldu. Kitaba başladım ve anlaması zor diye bıraktım. İçimde ukte kaldığı için yeniden ve daha sakin ve yoğun bir okuma sürecine girdim. Sonuçta kitabı bitirdim ve öykülerin çoğunu beğendim.
Kitabı tavsiye etme konusuna gelince, öykü türü ile ileri seviyede ilgilenen ve yazma ile de iştigal eyleyen meraklılara salık verebilirim. Aksi halde sıradan bir okuyucuya hitap etmeyen öyküler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Öyküler, tekin değil, absürtlükler, aykırı durumlar, yaşamın göz ardı edilen noktalarına yoğun bakışlar öykülerde bolca var. Gerçeküstü öğeler kullanılmış. Ele alınması kolay olmayan konular serbestçe işlenmiş. Yaşamın karanlık noktalarına odaklanmaktan çekinilmemişDili zor, ağır, anlatımı açık değil. Bunları göze alan okuyucuların Williams'ın öykülerini zevkle okuyacağını tahmin ediyorum.
Helen parayı ödeyip soğuğa çıktı. Başında soğuğu hissetmek harika bir histi. "Şeref konuğu" dedi yüksek sesle. Yaşamak şeref konuğu olmak gibi bir şeydi. Helen'in dışında, büyük ve sakin bir düşünceydi bu. Sonra birden şeref konuğu olmayıveriyordunuz. Düşünce dönüp uzaklaşarak gözden kayboldu.
Amerikan öykü yazarlarını kıskacıma aldım şu aralar. Çok sevdiğim yazar Raymond Carver'ın da beğendiği öykücülerdendir Joy Williams. Hikayeleri oldukça özgündür. Daha önce okuduğunuz edebiyat eserlerine fazla benzemez. Eğer yazarla frekansı tutturabilirseniz kitaptan maksimum keyfi alırsınız. Karanlık bir mizah, absürt durumlar hikayelerde sıkça göreceğiniz unsurlardır. İlk okumada beğenmezseniz üzülmeyin, 2-3 sene sonra tekrar okuyun (hala hayattaysanız elbette)
İnsanın hayatına son vermesi, kontrolü ele alması, hayatını sahiplenmesi, hayatının içini doldurarak onu şekillendirmesi demekti. Ama Ellior'un hayatı, tamamlanmış olduğu halde hâlâ bir şekle sahip değildi.