İzahlı Divan Şiiri Antolojisi
Necmettin Halil OnanEn Eski İzahlı Divan Şiiri Antolojisi Gönderileri
En Eski İzahlı Divan Şiiri Antolojisi kitaplarını, en eski İzahlı Divan Şiiri Antolojisi sözleri ve alıntılarını, en eski İzahlı Divan Şiiri Antolojisi yazarlarını, en eski İzahlı Divan Şiiri Antolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biliyorsun ki kârî, kalbin derinlikleri,
Damla damla biriken gizli gözyaşlarıdır.
Kudretimin oradan çıkarabildikleri,
Halis inci yerine bu çakıl taşlarıdır.
Çakıl taşları
Bir Yolcuya
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Yârab ne şem imiş bu mehün yüzi kim anun
Yüzi katinde şems-i duhânun ziyâsı yoh
Ey Tanrı! Bu, aya benziyen güzelin yüzü nasıl bir mum
imiş ki onun yanında öğle güneşi sönük kalır.
(Nesimi)
Gel gel beru ki savm ü salâtun kazâsı var
Sensüz geçen zamân-i hayâtun kazâsı yoh
Gel, buraya gel! Çünkü orucun ve namazın kazası çok, fakat sensiz yaşanan zamanın kazası kazası yoktur.
(Nesimi)
İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile
Gül budağınun mizâcına gire kurtare su
* Gül dalı, güle renk almak için hile ile bülbülün kanını içmek ister. Su, gül dalının damarına girip yalvarsın da zavallı bülbülü kurtarsın.
Sayfa 57
İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrada menüm-çün ara su
Gönül! Sevgilinin oka benzeyen kirpiklerini iste ve ondan ayrı olduğum zaman benim arzumu, hasretimi dindir. Susuzum, bu aşk sahrasında bir kere de benim için su ara.
Sayfa 56
Kani ol gül gülerek geldiği demler şimdi
Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz
Mahir
"o gül endâm bir al şâle bürünsün yürüsün
ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün"
Enderuni Vâsıf
Boyu bir gül fidanını andıran o güzel bir kırmızı şala bürünüp yürüsün de, şalının ucu da ardı sıra gönlüm gibi sürünsün, gitsin.
Mürûr-i vâde-i yârâ inanma sen Ahmed
Gama inan inanursan ki eski yârundur