Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nisan - Mayıs 2016

İzdiham - Sayı 22

İzdiham Dergisi

İzdiham - Sayı 22 Gönderileri

İzdiham - Sayı 22 kitaplarını, İzdiham - Sayı 22 sözleri ve alıntılarını, İzdiham - Sayı 22 yazarlarını, İzdiham - Sayı 22 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir daha Mustafa Kutlu hikâyeleri okumamak için söz veriyorum kendime. Okuduğum o güzel hikâyeleri hayatta bulamadığım için kırgınım Mustafa Kutlu'ya.
İstanbul ardında bıraktıklarını hasretiyle yanıp tutuşan insanların şehriydi. Kimsenin memnun olmadığı ama terk edemediği şehirdi
Reklam
Muazzez benim sadece eşim değil, dünya görüşüm, aldığım nefesim, çok sevdigim, hep seveceğim derin uykularda gördüğüm en güzel rüyalarımdır. Muazzez benim kendi ellerimle öldürdüğüm ve kendi ellerimle gömdüğüm, ardından tek damla yaş dökmediğim dünyalar güzeli karımdır. Ben Yusuf. Kuyucaklı Yusuf.
İki kişi baş başa sıkılmaktansa tek başıma sıkılmayı tercih ederim
Yaşam bana sunuldu Ad bana geçirildi Beden bana dayatıldı Doğmak başıma gelir Yaşamak beni uğraştırır Ölmek beni tamamlar Edouard Leve 15 Ekim 2007
İnsan sahip olmak ister. Sevgiye sahip olmak ister. Mutluluğa sahip olmak ister. Güce sahip olmak ister. Paraya sahip olmak ister. Çünkü insan yaşamı ancak onun eylemlerine yüklediği anlamlarla belirginlik kazanır. Gerçekliğe bürünür. Fakat bütün bunlar yanılsamalardır. İnsan bu yanılsamalanını fark ettiğinde anlamsızlığa düşecektir. Anlam yüklemeyi reddetmek demek bir yaşamın, dolayısıyla yaşamın kendisinin saçma olduğunu kabul etmek demektir.
Reklam
Erdem Bayazıt'ın şiirindeki bu mısra hep hatırımda. İdam edilmiş bir mahkûmun kan çökmüş ayakları. Yer çeker. Beden ne şekilde duruyorsa, ona uyarak yere doğru gider kan. Yığılır.
Canından can yırtılsaydı böyle yapmaz, öyle bir çığlık atardın ki çığlığın şiddetinden onsekiz bin âlem titrerdi.
Ama topraktaysan. Büsbütün toprağa karışırsın. Gerçi suya da karışırsın, havaya da. A canım, "sahipsiz mezar" demek bu demek. Her zerresi her zerreye karışmış, hiç iz kalmamış. Şimdi gerçek soruyu soruyorum: "Arar bulur muydun beni, sahipsiz mezar olsaydım?" Hakikatli isen, eklemek zorundayım: "Yine sever miydin beni, simsiyah duman olsaydım?"
Cebimde var beş lira. Nasıl dersin elin kızına o kadar yıldan sonra, anam bacım böyleken böyle diye. Beni bi ter bastı. Hemen çaktı tabi çakmaz mı cin gibi kız; çaktı da bana çaktırmadı güya."
Reklam
Evrenin tüm karanlığı, tek bir mum ışığını bile köreltemez...
Azılı bir katile uygun bir cinayet aranıyor televizyonda. Acı bir fren sesi, yakışacağı esrarengiz arabayı arıyor.
Ahali bilirsiniz yirmi yaşındadır, sevmek ölüler hep öldüğü yaştadır.
Fotoğraf heyecan verici bir şekilde doğaldır. Sanat adına yaptığınızı iddia ettiğiniz yapay olarak kurguladığınız kitaplı kahveli fotoğraflarınızla fotoğraf sanatını da çok hemhal olduğunuzu vurgulamaya çalıştığınız edebiyatı da kirletmektedir dünyada bir iz bırakma ise niyetiniz kitapları değil, yediğiniz 30 liralık salatayı, içtiğiniz 40 liralık nargileyi paylaşmaya devam ediniz. Gerçekten okuma ve okutma, iyi şeyler yapma derdinde olan insanlara bırakınız sahneyi.
Marx'ın ifadesiyle felsefeciler dünyayı değiştirmek yerine anlamaya çalışırlar. Sontag'in ifadesiyle de fotoğrafçılar felsefecilerin de yaptığını boş görür, dünyayı anlamak yerine onu biriktirirler. Fotoğraflar yaşadığımızın adeta kanıtıdır.
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.