Bu kitabın aslında ilk yansıması o zamanki İngiltere'nin kadınlar üzerindeki tutumuna ve toplumun yapısına başkaldırıştır bence. Romandan genel olarak bahsedersem okurken şiir gibi akıcılığını sezebiliyorsunuz. Zaten Charlotte şiirsel yeteneğini de sayfalarda çok belli ediyor. Konu olarak aslında çok mesajı var. İngilitere'nin toplumunda kadınlar mal ve mülke düşkün, koca arayan, gösterişliği önemseyen ve köle gibi yansıtılıyordu. Bu romanda aslında öyle olmadığını Jane Eyre'den görebiliriz. Maddeciliğin hiçbiri şey ifade etmediğini bu hayatta ve klasik İngiliz kadınının erkekten hiçbir farkı olmadığını kanıtlıyor. Önemli olan sahip olmak değil hissetmektir. Bu açıkca her sayfada belli. Kendisinden yirmi yaş büyük birine aşık olabilir mi hem de hiçbir şeye sahip değilken. Toplumun önyargılarını hiçe sayan, sadece kendisi olan iki insan için mümkün. Jane Eyre aslında bunları yansıtmış. Kadınların hissedebildiğini, bir nesne olmadıklarını, kendi seçimlerini yapabildiklerini ve yaşayabildiklerini kanıtlıyor.