Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Jane Eyre
Charlotte BrontëJane Eyre Yorumları ve İncelemeleri
Jane Eyre yorumları ve incelemelerini, Jane Eyre kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Jane Eyre puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her okuduğum kitabı yarım bıraktığım bir dönemde bitirebildiğim bir kitap. Şöyle ki pandemi zamanın sıkıcılığından sürekli bir kitaba başlayıp o kitabı bitirmeden bırakıyordum, eskiden okuduğum ve sevdiğim kitapları yeniden okuyordum ama yeni bir kitaba başlayamıyordum. Sebebini ise hiç bilmiyorum. İngiliz dönem dramalarını izlemeye başladığım bu zamanda buna uygun bir eseri okuyabileceğimi düşünüp esere başladım. Mutlu sonla biteceğini öğrendiğim kitabımızın beni birazcık rahatlatacağını ve kendime getirebileceğini ve bu döngüden kurtaracağını düşünüyordum. Tam da beklediğim gibi oldu. Akıcı anlatım tarzı, hikayenin naifliği beni eserin içine aldı götürdü.İki günümü almadı kitabı bitirmek. Bundan sonra yeniden okuyup duracağım kitaplarımın içine bir kitap daha dahil olmuş oldu.
Jane Eyre
Bu kitabın aslında ilk yansıması o zamanki İngiltere'nin kadınlar üzerindeki tutumuna ve toplumun yapısına başkaldırıştır bence. Romandan genel olarak bahsedersem okurken şiir gibi akıcılığını sezebiliyorsunuz. Zaten Charlotte şiirsel yeteneğini de sayfalarda çok belli ediyor. Konu olarak aslında çok mesajı var. İngilitere'nin toplumunda kadınlar mal ve mülke düşkün, koca arayan, gösterişliği önemseyen ve köle gibi yansıtılıyordu. Bu romanda aslında öyle olmadığını Jane Eyre'den görebiliriz. Maddeciliğin hiçbiri şey ifade etmediğini bu hayatta ve klasik İngiliz kadınının erkekten hiçbir farkı olmadığını kanıtlıyor. Önemli olan sahip olmak değil hissetmektir. Bu açıkca her sayfada belli. Kendisinden yirmi yaş büyük birine aşık olabilir mi hem de hiçbir şeye sahip değilken. Toplumun önyargılarını hiçe sayan, sadece kendisi olan iki insan için mümkün. Jane Eyre aslında bunları yansıtmış. Kadınların hissedebildiğini, bir nesne olmadıklarını, kendi seçimlerini yapabildiklerini ve yaşayabildiklerini kanıtlıyor.
Jane Eyre
Anne Babasını küçük yaşlarda tifüs nedeniyle kaybedip dayısının yanına yerleşen ve dayısının ölümüyle de yengesi ve kuzenlerinin nefretini yaşayan ve sevgisiz bir ortamda yetişen Jane Eyre'nin hikayesi kitap.
Daha sonra yetim ve öksüzler için yatılı Loowood okuluna giden ve okuldan sonra zengin bir ailenin yanında mürebbiyelik yapıp, aşk ile tanışan küçük bir kızın yaşamın tüm zorluklarına rağmen hayatta kalabilmesini anlatıyor kitap.
Jane Eyre'nin ağzından yazılmış olması nedeniyle adeta bir günlük okur gibi akıcı bir dili olan kitap o dönem İngilteresini, bulaşıcı hastalıkları, kadına bakışı ortaya koyuyor.
Romanın Jane Eyre'nin ağzından anlatılması ve zaman zaman diğer karakterlerin özellikle de Jane Eyre ile aşk yaşayan yaşça büyük Mr. Rochester'ın düşüncelerini alamamıza yol açıyor.
Okunası...
Uzun uzun anlatılmış katolik bir İngiliz romanı Jane Eyre. Okumasan olmaz, okusan pişman olmazsın gibilerinden. Konudan sapma ya da çiğ gelen hiçbir absürtlük yok. Akmıyor ama yolda tutuyor. Zamanı değerlendirdiğinde Jane, çok başarılı bir idealist. Bu anlamda kadınlara yön gösterebilen kült bir roman olduğunu düşünüyorum.
O kadar güzel bir kitap okudum kiii gerçekten şimdiye kadar neden erteledim bilmiyorum. Jane Eyre ailesi öldükten sonra dayısı tarafından bakımı üstlenilen küçük kız .. Dayısı vefat edene kadar her şey çok güzelden dayısının ölümüyle birlikte yengesinin eline kalıyor ve hiçbir zaman sevilmeyen bir çocuk oluyor. Yengesi ona bakmaya daha fazla katlanamadan yatılı okula gönderiyor. Ordan öğretmen olarak ayrılan Eyre, hayatının ikinci dönemini burdan sonra mürebbiyelik yapmaya gittiği evde yaşıyor. Olaylar o kadar güzel ve akıcı gelişiyor ki 665 sayfa su gibi akıp gidiyor. Jane Eyre güzel kızım senin kadar güçlü ne istediğini bilen bir karakterle daha karşılaşmadım! Sen harika bir kız ve eşsin() yıllar geçse de tekrar tekrar okuyacağım nadide kitaplardansın.
Şuana kadar okuduklarım arasında beni en çok etkileyen kitaptı.Kendimi Jane yerine koydum ve olayları ben yaşıyormuş gibi okudum.Bazı yerlerde kızsam da her zaman gurur duydum.En sonunda aşkının peşinden gitmesine,onunla mutlu olmasına çok sevindim.Umarım herkesin bir gün yolu Jane Eyre ile karşılaşır!
Nasıl bir büyü var bu kız kardeşlerde anlayamıyorum. Emile ve Charlotte BRONTE...
Victoria Dönemi ile başlayan kadın yazarlar döneminin bana göre en seçkin eserlerinden. Aslında eser değil de yazar konuşturuyor kendisini. Böyle akıcı,sürükleyici bir dil... Eseri elinize alacaksınız ve saatler içinde bıraktığınızda çoktan bitmiş olacak o büyüyü hissedeceksiniz. Dönemin erkek egemenliği ve kadına uygulanan o bayağı statüler dışında hiçbir konuma koyulamaz yargısının da Virginia Woolf ile birlikte bu üç kız kardeşinde beraberinde yıkılmasına ayrı bir gurur verici oluyor. Kadın yazarların kaleminin nasıl güçlü olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldular.
Jane Eyre, hep arzuyla okumak istediğim bir eserdi. Alır almaz okudum ve zaman nasıl geçti? Nasıl bitirdim saatler içinde bilemiyorum. Sayfayı okurken, diğer sayfa için heyecanla yerimde duramıyor, hemen hepsini okumak istiyordum.Öyle de oldu.
Gururun ve sadakatin güzel bir simgesi olabilecek bir eser. Okuru Bronte kardeşlerin bütün eserlerini okumaya sevk ediyor.Çok keyifliydi,iyi okumalar diliyorum.
Jane Eyre.
İçten, samimi; bir o kadar da soğukkanlı ve cesur.
Kitabın ilk cümlelerinde bağlandım bu kederli ve başı hep dik kıza. Öyle güzel bir karakter resmetmiş ki Charlotte Bronte, Jane'in dış görünüşünü en ince ayrıntılarıyla anlatmaya girişmeden önce bile ete kemiğe bürünüyor. Kitabın ilk sayfalarında yüz hatlarına dair cümleler okurken bir bakıyorsunuz Jane'in göz rengini size 500'üncü sayfada söyleyivermiş ve siz buraya kadar hiç merak etmemişsiniz bile. İşte, Jane'i hayalimde şekillendirmeyi, onu çok güzel bulmamayı sevdim ben de. Güzel huylarını, inat tavırlarını. Kusurlarına rağmen kusursuz oluşuyla en yakın dostum gibi hissettim onu ki okuduğum hiçbir kitap bana bunu hissettirmemişti.
Kitapta en sevdiğim bölüm Jane'in platonik aşkıyla ilgili tanımlamalarıydı. Öyle güzel tarif etmişti ki yaşadıklarını içim sızladı. Efendisi ona yaklaştığı her an benim kalbim karıncalandı heyecandan. Yanlış anlamayın, bence bu bir aşk romanı değil. Yani sadece aşkla ilgili bir roman değil. Jane'in hayatının her dönemine şahit olduğumuz muhteşem bir roman ve benim en sevdiğim roman olmuş olabilir.
Charlotte Bronte'nin okuduğum ilk kitabı baştan sona kadar akıcılığı sayesinde seni alıp götürüyor.Dışlanmışlığın öfke patlamalarının zirve de olduğu Jane Eyre yengesi ve kuzenleriyle yaşamak zorunda ve ona iyi davranılmıyor bir okula yazılıyor orada da zorlu geçiyor hayatı derken aşık oluyor hem de olmaması gerken birine roman sonun da yaptığı fedakarlıklar acılarının son bulması gerçekten çok başarılı bir kitap şiddetle öneriyorum hatta filmi de var ama kitap kadar iyi değil.
Öncelikle Brontelerden bahsetmek istiyorum size. Anneleri Maria, kanserden hayatını kaybettikten sonra altı kardeş başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar. Teyzeleri onları yatılı okula veriyor. Ancak hijyen açısından çok kötü olan bu okulda hepsinin bağışıklığı zayıflıyor ve iki kardeşlerini tüberkülozdan kaybediyorlar. Geriye
Koca Yürekli Jane Eyre
“Gönül kimi severse güzel odur.”
Küçük yaşta öksüz kalarak yengesi ve kuzenleriyle birlikte yaşamaya başlayan Jane Eyre’ nin ruhen ve bedenen büyümesine ve hayatındaki olaylara tanıklık ediyoruz. Kahramanımız Jane Eyre ve çevresindeki olaylar silsilesi ile birlikte zorlu yaşamı , gerçek aşkı , sevgiyi iliklerimize kadar hissettirmekte. Yeni kitap okumaya başlayan birisi olarak kesinlikle her okurun okuması gereken , okuru derinden etkileyen bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okurken Jane Eyre’ nin hayatından kendinize kesitler bulacağınızı umuyorum iyi okumalar :)
Jane Eyre benim okuduğum ilk Charlotte Bronte romanı. Victoria dönemi İngilteresinin duygusal ve sosyal yapısı hakkında epey bilgi edindim diyebilirim. Bu dönemin kadınlarında olan arka plana atılmışlık hissi, bu roman ile "hayır biz de tek başımıza her şeyin üstesinden geliriz" i ifade ediyor. Bir kadın, kadın olarak kimseye ihtiyaç duymadan baş kaldırabilir, kararlar alabilir ve kadınlık dışında başka işleri de gururla başarabilir. Yeri gelir en yıkıldığı anda küllerinden doğar ve yine başarır. Yeri gelir güvendiği insanları ilkeleri uğruna terk eder ve dünyanın en yalnız insanı olma pahasına hayatına sil baştan şekil verir. Kadın yeterki istesin, güzellik dışında da bir sürü erdeme sahip olduğunu bilir. İşte böyle mesajlar bu kitapta satır aralarında oldukça fazlaydı ve iyiki vardılar, hep olsunlardı.
On yaşındayken öksüz kalan Jane Eyre, ona kötü davranan yengesi tarafından kimsesiz çocukların gittiği katı disiplinli Lowood yatılı okuluna gönderilir ve yaşadığı tüm zorluklara rağmen oradan öğretmen olarak mezun olur. Acımasızlıklarla karşı mücadeleyle geçen yılların ardından yepyeni bir yön verme arzusuyla Edward Rochester’ın malikanesinde mürebbiye olarak çalışmağa başlayan Jane, sert mizaçlı ve gizemli Bay Rochester ile giderek büyüyen dostluğunun ardından ona aşık olduğunu fark eder. Ancak bu aşkın önünde büyük bir engel vardır.
Jane Eyre... Kitabı okuduğum süre boyunca bana çok yakın bir arkadaş oldun. Sende kendimi buldum desem yeridir. Böyle harika bir eseri neden daha önce okumadım diye kendimi sorguluyorum şu anda. Bir yandan da geç olsa da okuduğum, Jane ile tanıştığım için çok mutluyum. Kitap gerçekten harika. Neden bilmiyorum fakat ben bu kitabı içerik olarak "Çalıkuşu" adlı esere benzettim. Kısa kesmek gerekirse, Jane Eyre mutlaka okunmalı!
510 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herhalde ilkokulda okumuştum. Ama hala aklımda ve kalbimde kalan bir kitap.Genel olarak romantik kitapları sevmesem de gayet hoş bir kitaptı. Beni yormadı açıkçası. Her yaştan okur bu kitabı zevkle okuyabilir. Keyifli okumalar...