Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kadın Öyküleri Dizisi 4. Kitap

Kadın Öykülerinde İzmir

Kolektif

Kadın Öykülerinde İzmir Gönderileri

Kadın Öykülerinde İzmir kitaplarını, Kadın Öykülerinde İzmir sözleri ve alıntılarını, Kadın Öykülerinde İzmir yazarlarını, Kadın Öykülerinde İzmir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Bir meczubun sattığı balondan çıkacak "kader"e heyecanlanacak kadar umutluyum hayattan !!.
Annesine göre " hayat biraz da idareydi". - "Ben idareli olmak istemiyorum. Hayatın tamamını, onun her zerresini istiyorum "..
Reklam
..Ne fazla "atak" olmak istiyorum, ne de fazla "panik" ..
" Uzaklara giderken hep böyle kocaman bir çanta mı alırsınız yanınıza? " Önceleri yalnızca kendimi alırdım giderken. Ama bıraktıklarımı bulamaz oldum dönüşlerimde. Korktum, sonra bu çantaya koymaya başladım hepsini. "
"Tarihin en eski ve en ağır işçisi zaman olmalı" ...
". .İnsan alıştığı sıradan semtin karmakarışık durağını bile özleyebiliyormuş günün birinde.."
Reklam
Tam İzmir havası, birkaç dakika, birkaç sokak arayla iki mevsim... aşkları da böyle... delicesine tutkulu ya da hiç yaşanmamış gibi duyarsız
kimsenin ötekine karışmadığı, ama alabildiğince şakacı, sevecen, gülecen kent...
Yoktan var ettik, hiçten yapıp çattık. Dahası yoksun bırakıldığımız şeylerden çocuklarımızı yoksun bırakmamak için elimizden geleni yaptık.
...kimsenin ötekine karışmadığı, ama alabildiğince şakacı, sevecen, gülecen kent...
Reklam
... Hatırlarsan o da balık tutmak isterdi de ben boşa zaman geçirmeye alışmasın diye engel olurdum. Şimdi diyorum ki, keşke bıraksaydım. Bilmem anlar mıydı elde etmek istediklerini yakalamakta zorluk çekeceğini ve çoğunun, yakalansa da elde etmeye değmediğini. Ele geçirilemeyenlere duyulan özlemin boş olduğunu.
Belki bir kızın uzun saçları bir erkeğin özlenmiş yüzüne dolanıyordu Kordon'da... Belki bir kez daha onarılamıyordu duygular; gecikmiş, ertelenmiş sözcüklerle...
Tam İzmir havası, birkaç dakika, birkaç sokak arayla iki mevsim... Aşkları da böyle... Delicesine tutkulu ya da hiç yaşanmamış gibi duyarsız...
"Hep bizim şükretmemizden oluyor bu kademsizlik, kısmetsizlikler efe. Hisarönü'ndeki hoca efendi dedi ki geçen cuma vaazında, şükredene dermiş ki güzel Rabbim:' bu hamur daha çok su kaldırır, daha çok sınayabilirim bunu, çünkü şükrediyor' dermiş. Ama hamdedenin sıkıntı bukağnısını kaldırırmış üstünden, rahmet kapısından yağdırdıkça yağdırırmış, hamdedene" o günden sonra şükretmeyi kesti Niyazi; hamdetti yalnızca.
Rakı bana dokunuyor demek, erkekliğin bir bölümünü rakıya bırakmak demek.