insan hakları hukukunun liberal hak anlayışı üzerine inşa edildiği, liberal hak anlayışının ise kamusal alanı hukuki düzenlemelerin muhatabı, özel alanı ise hukukun dokunmadığı, bireyin özgürce hareket ettiği bir alan olarak tasavvur ettiği belirtilmiş, radikal feminist teori içerisindeki tartışmaların ise özel alandaki bireyin özgürlüğünün aslında gücü elinde bulunduranın özgürlüğü olduğu tespitini yaptığı ifade edilmişti.